İstediklerimizi alamadan bu faniden
Birgün veda etmeden gideceğiz
Habersiz gelir ecel birgün aniden
Birgün veda etmeden gideceğiz
Ektiğimiz gonca gülleri biçmeden
Her gönülde ayrı ayrı efsaneler
Kimi neşeli kimi hüzünlü sahneler
Garip gönlümde neler var neler
Ne sen sor nede ben söyleyim
Terk edecek ne vardı memleketi
Neydim ne oldum deme sakın
Yarın ne olacağım diye düşün
Yaşam bu her an sürprize yakın
Yarın ne olacağım diye düşün
Bugün çok sağlıklı olabilirsin
Herkesin vatanı kendine güzeldir elbet
Bülbül kuru çalının dalında nasılda mutlu
İstemeden beni senden kopardı gurbet
Gurbet üvey Ana,sen gerçeksin Nohutlu
Sıra dağların gümüşten gerdana benzer
Sen geceler boyu ağladın mı
Umudunu sabaha bağladın mı
Canından çok seviyorken
Terk edilip yalnız kaldın mı
Ben geceler boyu ağladım
Yine bir yağmur çiselenir
Aklıma gittiğin gün gelir
Yüzüme vuran her damlada
Hasrettin yeniden alevlenir
O çılgın yağmurun coşan seli
Ağlayarak gelirken ben bu faniye
Ağıt yakıp susturacak dili bekledim
Düştüğüm tuzaklarda çıkayım diye
Tutupta beni kurtaracak eli bekledim
Dert kervanıyla vuruldum dağlara
Artık yaşayacak mecalim yok
Tutunacak tek dalım yok
Dert çekecek halim yok
Böyle hayatı istemiyorum
Küreksiz sandallar gibiyim
Gönlümü takmışım saçının tellerine
Aşık olmuşum güzel gözlerine
Böyle bir duyguyu tatmamıştım
Ateş düşürdün garip yüreğime
Sevdan ile bir hoşum
Ellerim cebimde kararsız yürüyorum
Aklımdasın hep seni düşünüyorum
Sensiz günlerim kış mevsimi misali
Soğuktan değil sensizlikten üşüyorum
Bir yaz mevsimi bu aylarda temmuz



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!