Anam gidiyorum gurbette
Ver öpeyim ellerini
Kısmetse dönerim elbette
Ne olur özmeyin gelini
Birbirimize doyamadık
Önce üçaylar ile müjdeler verdi
Sıra ile bize kandiller gönderdi
Onbir ay sonra kendi şeref verdi
Hoşgeldin onbir ayların Sultanı
Sofralar bir başka lezzetlenecek
(ağıt)
Askerim Anam kışlamız meşe içinde
Birliğime teslim oldum neşe içinde
Acemilik bitti derken iki ay içinde
Tahinim toprağa çıkmış bekleme Ana
Yalan dost denilen kelime
Tatlı konuşan diller dost değil
Bin alsın diye bir yerine
Kararsız uzanan eller dost değil
Dostunum diye bakıp gülen
Çifte kumrular gibiydik
Candan seven sevgiliydik
Ne oldu bize böyle
Neden biz bu hale geldik
Gel kanlı kinliler barışıyor
Sanki elem kederle yoğrulmuşum
Artık dertlerin malı olmuşum
Bir çabam yok mutlu olmak için
Ben nasibimi doğarken bulmuşum
Hep acı çekmek oldu nasibim
Neden hep dünyayı suçlarız
Dünyanın ne günahı var
Onu bozan biz insanlarız
Dünyanın ne günahı var
Hasret bitiren yolları varsa
Yalnız kendimi hep dertli sandım
Baktım aleme ağlayan kuşları gördüm
Şu yalan dünyayı seyre daldım
Dertsiz olan bir taşları gördüm
Kimi dünya malına tapmış gider
İstemem güneşin doğmasını
İstemem hayalim yıkılmasın
Karanlıklar dostum benim
İstemem rüyalarım bozulmasın
Bu şehirde güneş batınca
Acınacak hallere düştüm
Mecnun oldum çöllere düştüm
kerem oldum küle döndüm
Ferhat gibi dillere düştüm
Senin yüzünden aşkın yüzünden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!