Güz Akşamları Şiiri - Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı
2799

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Güz Akşamları

Payitahttan çıkıp, Anadolu yoluna da,
Konaklanır ilk durak, o belde molasında,
Göz gezdirilince, uzağa ve yakına da,
Her yanı, eli mahir taş ustaları bürür...
*
Hız kesilir yamaçta, zirvenin eşiğinde,
Mola verip, vatanın dinlenme yerlerinde,
Hissedersin o yurdunu, en derinlerinde,
Yüksekleri hep, kızıl sarı çiçekler bürür...
*
Nehir kıyısında, öğütülür tahıl özü,
Köyde etli ekmek, mezranın hafiftir güzü,
Ufuktan zor seçilir, sancağın asil gözü,
İçini de bir bir, farklı düşünceler bürür...
*
Acilen varılırken, vasıta durağına,
Birden şükran duyarsın, o anki durumuna,
Göz atarsın, parlak dükkanların ayazına,
Her yanı, çeşit çeşit pişmaniyeci bürür...
*
Hatırlarsın yine, o büyük ozanı birden,
Selçuklu devrinde, ulu divanda kalemden,
Aynı zamanda, erenlerin gönül ehlinden,
Alçakgönüllülükle, hep yürekleri bürür...
*
Hisarda yakılan, meşalenin aydınlığı,
Dilden dile yayılır, olur nağme ışığı,
Ortaya çıkar, garip şehrin ayrıcalığı,
Zorlu geçen soğuğu da, hep yılları bürür...
*
Toplansan da, bu güz akşamlarında hafifçe,
Bir hasret sarar şehri, öylesine basitçe,
Ayrılmak zor artık senden, ellerde kelepçe,
Tarifsiz gidişten, ruhunu acılar bürür...

Kasım Kobakçı
Kayıt Tarihi : 28.9.2025 10:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!