Ne zaman yerine dönecek,
Gurbetteki akıllarımız,
Ne zaman Yüreğimize
Otağ kuracak hamiyet,
Ne zaman amade olacağız
Al-i Beyt' e meveddetle.
Ne zaman canlanacak
Nuru mesleğimiz,
Ne zaman
Tam bir tesanütle,
Allah Taraftarı olacağız.
Ne zamana kadar
Hayaller burcunda,
Düşler deryasında
Dolaşacağız,
Esen yellere emanet,
Bir yaprak gibi,
Kah o yana,
Kah bu yana,
Divane derviş misali
Bir lokma, bir hırka peşinde,
Aşktan uzak,
Sevdadan habersiz.
Mecnunsuz leyla,
Leylasız mecnun gibi,
Ne dostu, ne dostluğu,
Ne düşmanı, nede düşmanlığı
Tanımadan,
Karanlığa kurşun sıkıp
Güneşe gözümüzü
Kapayarak.
Süreyyadan
Yeryüzüne tekrar çekilen
Mukaddes ıtret emanetine
Ne zaman kavuşacağız.
Varmı öyle yağma,
Ciğerlerimizin üstünde
Frenk askerlerinin postalları
İz yaparken
Bir sessiz gemi gibi
Bu dünyayı terketmek.
Ne zaman atom olacak
Her hücremiz.
Ne zaman dimdik doğrulacak,
Ayağa kalkacak ruhumuz.
Ne zaman emperyalizmin kahrından
Azade olacak vatanlarımız.
Ne zaman ekilecek toprağımız,
Savrulacak samanımız,
Ne zaman dönecek
Çarkımız,
Rayına oturacak devranımız.
Ne zaman,
Hasta insanlığa
Tabip olacak Şanlı Kur'an' ımız.
Kayıt Tarihi : 26.5.2005 10:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!