Güneye Doğru Şiiri - Yorumlar

Atıf Emre Özdemir
4

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Taze gecelerde birikir sıcağın sesleri
Ardı sıra tüllenen yüzler
Kuşların dilinden alnımıza vurulur
Bilmiyorsun
Burada her çocuk başı
Yirmi yedi kere iner yağmur

Tamamını Oku
  • Muzaffer Koban
    Muzaffer Koban 26.06.2010 - 23:50

    Şiir mükemmel.
    ' Sen gitme diye,
    Oyun oynamayan çocuklarız '
    Çocukların kaybetme korkusunun ifadesi daha güzel nasıl anlatılabilirdiki.
    Elinize sağlık.

    Cevap Yaz
  • Nadir Sayin
    Nadir Sayin 26.06.2010 - 22:06

    Mehmeeeeeeeet... sőzűm sana değildir… seni herhalde canımızdan biliriz…….

    Savaşta toplantı=€:

    Bir tarafta çayanlar
    Karşısında akbabalar
    Şahinler seyirci
    Tilkiler pusuda
    Kargaları tınan yok

    Martıların hiç umurunda değil
    Egoistler
    Deniz aleminde
    Köpek balıkları ile petrol gemilerinin
    Artığını bekliyor

    Sıkışan insan bunlar arasında
    Taraf tutmak zorunda
    Konuşan silahlar
    Ve
    Bomba gündemi açıyor

    Havada uçan kol ve bacaklar:
    -Duyurular

    Kovboylar ve müttefikleri
    Tazyikli su kaliteli
    Yazık olur
    Biraz tuzlusunu sıkın hergelelere
    Görüşünde birleşiyor

    Dualar ve kov/boy/lar
    Masa etrafında
    Cirit atıyor
    Köhne karanlıkta
    Kuyruktan uzun ince planlar
    Detayına gece diplerine sarkan maddeler
    Viski şişelerinde
    Kafayı yuyuyor

    Sevda sondan birinci
    Nasılsa yer almış olsada
    Gündemin yan maddesi

    Bir an duraksama
    İzleyenin duygusuna dokunuş
    İki damla göz yaşı
    Etkilenmeden
    Hayvanlar dahi avlarını unutuyor
    Üüüürrüüü üüüüü
    Uuuuvuuuvuuu
    Çıııyaakkkk
    Fııııssssss
    Haz aldıkları çığırışlarından anlaşılıyor

    Yazı mı tura mı
    Saplanan hançer
    Cehennem mi cennet mi?
    Bilemedi
    Son nokta
    Leşin umrunda değil ki

    Sürpriz olmadı
    Savaşta toplantı dili
    Bitmeden tekrar kesildi

    Nadir Sayın

    Cevap Yaz
  • Arap Kurt
    Arap Kurt 26.06.2010 - 20:48

    İki teyze
    Konuşurken anladık
    Sıcak yerlerin
    Menekşe sabahlarına doğarmışsın
    Bıkmadık
    Işıyan her yeni baharın ayasında
    Sana en çok beyazı yakıştırdık


    umut var bir şair ve onun şiiri alıntı değil çalıntı değil
    özenti hiç değil saf ve temiz duygularla kaleme alınmş bir çalışma
    tebrik ediyor başarılar diliyorum
    saygılar

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 26.06.2010 - 20:41

    Tam kapıdan çıkıyordum, dilime takıldı...
    Hayırdır dedim, bir anlayan olur, sayfaya asıp da gideyim baari:

    Ben ki kargasıyım şu üç kıtanın,
    Bir dama tünemiş ötüyorum hem
    Atom çorbasına beni katanın
    Bu yüzden gözünde tütüyorum ben!

    Biraz tembel isem; yok bende kibir,
    Biraz da câhilsem... İlim zâten bir!
    Küllî kusur olsam, bana yeten bir
    Arslanın gönlünde yatıyorum ben

    Bilgelik yolunun türküsü benim
    Ölümsüz ölünün korkusu benim
    Varlık diyârında kurudu tenim
    Yokluk sabâhına bitiyorum ben

    Anlamam kimyâdan, bilmem de cebir,
    Doğum neyse bana, aynısı kabir
    Adına yok denen gâyet acı bir
    Gerçeği yalana katıyorum ben!

    Diyecekler desin; 'Adam deli mi? '
    Bir yetim, bir öksüz tutsa elimi,
    Gönlüme aşk değse, tutup kendimi
    Bir dağdan bir dağa atıyorum ben

    Ey akılsız, çapsız, ruhsuz 'TEYYÂRE'!
    Ey bana ben diye bakan bîçâre!
    Ben, kendim olmayı verdim de yâre,
    Sen olmayı sana satıyorum ben!

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 26.06.2010 - 19:55

    Nazar mı değdi nedir.?
    Durmadan baklava yerseniz sonunda kusarsınız..
    Midemizi de düşünmek zorundayız.Dilin zevki için
    mideye bu kadar zulmetmiyelim.Saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Nadir Sayin
    Nadir Sayin 26.06.2010 - 19:51

    Sözde, Bektaşi’yi topluluk içinde küçük düşüreceklerdi. Oldukça zengin birisi:

    -Bektaşi Efendi, borcunuz var mı?' diye sordu.
    -Evet, bakkala biraz borcum var.
    -Canim onu sormuyorum. Namaz borcun var mı?'

    Bektaşi kızdı:

    -Namaz borcunu bana Tanrı sorabilir. Size düşen bakkal borcunu sormaktır!'

    Not: sizi kim siniz, ben kim im?...İkimizin de burda ki şu őz konumu ve fonksiyonu sadece “yorum yapanlar'..O kadar.. Herşeyden alınganlık gősteren zırvalamalı derki ..’akıl’ benim buluşumdur..bu sayfalar benim babamın tarlasıdır..istediğimi yazarım..siz yazamazsınız! Őyle mi? Őyleyse bu alanda ‘zavallı ‘akıl’ seni! Ama hiç kendisiyle ilgisi dahi olmayan konuklarda, kokularda dişini gıcırdadır; sanki, şair odur..yorumcu odur... onun akılı ile iletişim olunur..Başkasına bas gitsin 'sakatlığı'..! Bu ne zırvalamalar..Bu aşağılık kompleksi niye?..... Kendinize hakim olun beyfendi, kendinize bakın..’sakat’ diyen elinize ve diyen dilinize o ‘sakatın’ aynısını iade ettim...

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 26.06.2010 - 19:37

    Evet, ona katılırım.
    Şiir okuyup geçmek için değildir.

    Bilmediğiniz meyveyi bile sadece güzel diye afiyetle mideye indiremezsiniz.

    Hastaneyle bile kurtulamayıp ölmek de var :)

    Size iyi sohbetler...

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 26.06.2010 - 19:20

    Bir şey yazmayayım dedim, bir şey yazdım, sildim, rahat edemedim çünkü benim gözüm bu arkadaşı bir yerlerden ısırıyor...

    Şimdi sen aklınca ne demeye çalıştın efendim?

    Bir kere senin fıkran sakat. Böyle bir sürü ayak kaydırmak için uydurulmuş din sorusu, buna benzer zeka sorusu vardır. Bu da o tür fıkralardan biri...

    Borçlanma gerçekleşmiş mi gerçekleşmemiş mi?
    Peşin peşin neyi ödüyorsun?
    Ne zaman öleceğini de söyle kabul etsin peşin ödemeni.
    Ayrıca onlar da nafile namaza sayılır, boşa gitmez.
    Senin aklının köşesinden geçmeyecek kadar ince ayrıntıları didik didik edilmiştir bütün bunların.

    Din üzerine ne duyarsan hep yaptığın gibi dinggg diye atladın ortaya.

    Bakalım bir sonraki zuhur nereden olur...

    Cevap Yaz
  • Nadir Sayin
    Nadir Sayin 26.06.2010 - 19:09

    Bektaşi ile bir hoca birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca :

    -Namaz saati! Demiş, başlamış kılmaya...
    Rekât üstüne rekât, selam üstüne selam... Bektaşi’nin beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş:
    -Yahu bu ne uzun namaz böyle?
    -Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim!

    Bektaşi:

    -Eh ben de bir namaz kılayım! Demiş ve başlamış namaza...
    Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış:
    -Erenler, senin namaz da uzun sürdü!
    -Önümüzdeki haftanın namazını kıldım!
    Hoca şaşırmış:
    -Yahu olur mu böyle şey?

    Bektaşi gülmüş:
    -Yukarıdaki senin veresiyeni kabul ediyor da, benim peşinimi niye kabul etmesin?

    Not:'Her şeyi kendi gőzűyle, anlayışıyla doğru-eğri gőrenlere atfen..'Ve bu gűnlűk benden bu kadar..

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 26.06.2010 - 19:06

    Şimdi o uzun konu ve bu sayfa işte bunun gerçekten yeri değil.

    Fakat ''Oku geç, anlama, anlatma...'' elbette yanlış. Bunun altında bir sürü cümle vardır:

    1- Sadece okumayı biliyorsan sadece oku
    2-....

    Gerisine hiç gerek yok, çünkü burası yeri değil.
    Ayetleri teker teker alıp ortalık karıştıranlar da var...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 63 tane yorum bulunmakta