Abartılmış şehvetten ve kül düşlerden
taşıyorum soluk bir kuşağı, görünür bir sonucu,
yalnız yaşayan metalik bir rüzgârı,
açlıkla giyinmiş ölümlü bir hizmetkârı,
ve ağacın altındaki serinlikte, kendi yıldız gücüyle
çiçekleri aşılayan güneşin özünde,
altın gibi derime dokunurken sevinç,



