Gönül tarlasına umut tohumları ekmiştim
Yalan ve sahtekâr böcekleri yeşertmedi
Serseri rüzgâr getirdi o böcekleri
Oysa ben o tohumları sevgi suyuyla
Sulayarak olgunlaşmalarını bekleyip
Birer, birer mutluluk testeresiyle biçip,
Sabah geldik büyük bir zevk ile
İşe başladık pür neşe
Herkes geliyordu koşa, koşa
Kiminin karne kiminin yeşil karttı işi
Bitiriyorduk anında işi, iki imza iki kaşe
Bilgisayar yaptı bizi en büyük kalleşliği
Hasreti sende yaşadım
Özlemi sende gördüm
Sıla hasretini gözler önüne serdin
İçin, için gözyaşı döktün
Lale gibi boyun büktün
Çünkü eşine ve çocuğuna hasrettin
Balkonu bir kova suyla paklarsın
Bacak, bacak üstüne atarsın
Sigara üstüne sigara yakarsın
Kendince keyfine bakarsın
Kime, kime hava atarsın
Düşünceli, düşünceli yere bakarsın
Akşam telefonu yüzüme kapattın
Sabah günaydın mesajı bırakmadın
Yaptığın bütün iyilikleri başıma taptın
Aslında bende senin için birçok fedakârlık yaptım
Arkadaş dedim bağrıma bastım
Seni sevdim diye
Herkes beni dışladı
Şimdi ise
Mutluluğumuzu görenlerin
Kalbinde bin bir ağrı başladı
Ömrümde seninle
Bakıyorum her eve birileri girip çıkar
Bir ev var ki, ne biri girer ne biri çıkar
Akşam olur hep evlerin ışıkları yanar
Bir ev var ki, ne ışığı yanar ne perdesi oynar
Sabah olur evlerin perdeleri pencereleri açılır
Bir ev var ki ne perdesi, ne penceresi açılır
Tüm kapalı kapıları araladım
Arkasında hep seni aradım
Bulamayınca yıkıldım ağladım
Beyaz yerine karalar bağladım
Sevgine inanmıştım senin
Seninse başkaymış niyetin
Salona bir çift girdi
Birinin gözleri adeta yaşlı
Diğeri oldukça kır saçlı
İkisi de birbirinden yaşlı
Yaşları yüzlerindeki kıvrımlarda gizli
İkisi belki arkadaş belki evli
Bakar iken birbirimizin yüzüne
Gittin oturdun Manisa’nın düzüne
Vatan borcudur mecburuz ödemeye
Kimin hakkı var askerime söz demeye
Kırkağaç derler kışlanın adına
Er olan her kişi bakar karavananın tadına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!