Bir gün Sadabad’ın lale ve gül bahçelerinde geziniyordum. Uzaklardan Nedim’in okuduğu gazelin tatlı nağmeleri bana kadar ulaşıyordu.
Her taraf kırmızı güllerle doluydu. Ancak, o güzelim güller kokmuyordu hiç. Yemyeşil çimenler vardı her yanda. Bülbül sesleri ortalığı çınlatmaktaydı. Dereler akıyordu şırıl şırıl…
Birden bire gökten gelen hafif bir hışırtı duydum. Hemen başımı kaldırdım. Düş mü görüyordum yoksa. Kendimi çimdikledim. Acıyordu. Demek ki, düş değildi.
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Devamını Oku
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.



