Nasıl coşkulandım, nasıl
Bağırmak istedim doğmamış sözcükleri
Susmalıyım, saat çok erken.
Ben değilim gevezelik eden.
İçime kuş kaçmış
Şimdi desem ki hadi atla gel
bir tek kendini al gelirken
Özlemediğimden değil de
yerimi bilmediğimden diyemem
Şimdi desem ki, omuzuna ihtiyacı var başımın
Beni boş ver, iyi misin onu yaz
Ara sıra düşlerime geliyorsun
Çok düşündüğüm için mi bilmiyorum
Her güne hüzünle başlıyorum bu yüzden
Kırk yıllık mektup bırakmıştım
Fincanının yanına
Ezberlediğim bir türküydü
Her gün seni aklıma düşüren
Benim ülkemin
Dağlarına bahar gelir
Senin gözlerine sarı hüzün
İçine düşerse yeşil
seni alıştığım yerlerde arıyor ayaklarım
bir mahkeme salonu uğrak yerim
kapalı görüşlere alışığız
açık görüş yasak /
Sinan dan bu güne
demokrasiye benziyor şimdi seni bulmak
artık kömür karası gözleri /yumuk yumuk elleri olan
bebekler doğmuyor ülkemde
anneler karanlık büyütüyor karnında
ak değil sarı ineklerin sütleri
buğdaylar başak vermiyor
şeker tadını unuttu çocuklarımız
Kadın abrassas’tı bir rivayete göre
Konacağı çiçeği arayan (hovarda)
O yüzden iyi bilirdi ipek yolunu
Sevdalınızdı yemen çöllerinde
Bir güle hasret hücrelerinizde
Savaş suçlusuydum
Meksika sınırından
.......................Amerika ya
Üstelik şaman
.......................1900 lerin başında
Apaçi GERONIMO
Ayrılma vakti dedi kaptan
Dedim kimden
O çok sevdiğin memleketten
Dikili ağacım yok dedim.
Bir taşın olacak dedi ölürken.
Beni dağlara atın
aşklarımı da çalmışsın
yeni bir aşka yelken açmak istedim
okyanus ortasında gözlerin
bıçak
bütün halatlarımı kesti gidemedim
bak işte yine sendeyim
Seni tanımış olmaktan müthiş onurluyum.
Karakterine ve evrensel dünya görüşüne hayranlığım kadar yüreğinin duruluğuna da hayranım.Güdülerine esir düşmeyen onurunu öne çıkarıp savaşçı ruhunla üretken vasfınla ayakta kalma savaşı veren yiğit ve aydın Türk kadınını temsil etmenin bilincindesin dai ...