Ne zaman otursam
Son çayını içtiğin masama
Karşımda sen
Saçlarını tarıyorsun
Aynanı unutmuşsun
Kendine nasıl bakıyorsun
Tam o saatte
Bulutlar başının üstünden ağlıyordu gözlerime
Bütün gemilerim batıyordu anakarada
Yeryüzü fırtına tufan
Kalbim bir kaldırım kenarında sırılsıklam
Ne geldiğini anladım ne gittiğini
Bir nefeslik zamanda gelmiştin
Ölüm sessizliğiyle gidiyorsun
Ağlamakla gülmek arası bir duygu bıraktın
Sadece gülümsüyorum
Acı buruk dudaklarım
İbrahim Yavuzun ardından kalanlara
....................
Bana bir iyilik yap bu günlerde
Sensiz bakarken
giden gemilerin ardından
Aklımı acıttı gözlerin
Gözlerin.............
Tek bakışını bile
Bilmediğim
Biri dün bir şiir yolladı
Sanki bir dal papatyayla geldiğinde kapıma
Biraz da sevmiştim onu
Dedim ki
‘’bana şiirle gelme
Onlardan bende çok var’’
......................cemal ataş'a
Gittiğinden beri
Zaman gerçekten nankör akıyormuş
Tam içindeyim şimdi zamanın
Öyle kucaklaştık ki
Senden kaçışımın ilk günü
Kilometreler 'ce uzağım şimdi
Sessizliği dinlemeye çalışıyorum
Gözlerimi kapatıyorum
Sandala vuran ritmik,
Dalga sesini dinleyeceğim
Sonra çekip giderdin
Zaman kovalardı tutunamayışlarını
Acıklı türküler söylerken
AZÜL öykülerini bırakırdın
Gezginci hayalperestliğine
‘’Beni sen yaz’’ dedin
Birine geç kalmışım
Birine erken
Bana göre hayat okyanusta balık
Usta bir balıkçının elinde
Olta değilseniz
Seni tanımış olmaktan müthiş onurluyum.
Karakterine ve evrensel dünya görüşüne hayranlığım kadar yüreğinin duruluğuna da hayranım.Güdülerine esir düşmeyen onurunu öne çıkarıp savaşçı ruhunla üretken vasfınla ayakta kalma savaşı veren yiğit ve aydın Türk kadınını temsil etmenin bilincindesin dai ...