Ve yürek düştü derin bir âh içine… Önce koparıldı, sonra soldu… Bir anda, hiç beklenilmeyen bir anda, buram buram bir dostla, yeniden doğdu…
Sitemi dikeninde, hüznü zarafetinde saklı… Yaprak yaprak açılır yüreği, umudu, inancı, sevgisi, sevdâsı… Toprağın gülen yüzü, bülbülün mâtemi, hüznü… “GÜL” adı… Ömrümün en masum yanı… Yalnızca yaşananı değil dost anılarımın, hem de yaşanacak olanı…
Çok şey sandığım hiçbir şey uğruna yanarken her defasında, yanı başımda bulduğum… Kaç kez yandıysa yüreği, o kadar kavrulduğum… Her fırtınaya kapılışımda, birlikte savrulduğum… “GÜL” adı… Ömrümün en vefâlı yanı… Yalnızca yâreni değil yalnızlığımın, hem de varlığımın aynası…
Her halinde bir işaret, her işarette bir ibret gizleyen… En acı gerçeklere inatla, hep masalsı hayaller büyüten… Tek tek ruhunu yitirse de yaprakları her güz mevsiminde, bir sonraki bahar yeniden doğmaktan hiç vazgeçmeyen… “GÜL” adı… Ömrümün en fedâkâr yanı… Yalnızca sözde değil, hem de özde mânâlı…
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,



Her satırımda yaşadıklarımı buldum çok beğendim ve ağladım.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta