Vuslatın ne hoş, gel firâksız kalalım...
Yârim de... Yâr ol... Gayrı murâd alalım!
Hislerim sende, ellerinde yüreğim;
Gök rengiyle yazdım... Yazdım da sevdânı
Sığmadı kelâma... Gönlüm gül mekânı...
Gönlümdeki gülü, deren sen olasın!
Liyakat bir şal gibi,
Sıyrılıp düştü yere!
Zehri içtik bal gibi,
Kim bilecek kaç kere!
Kelime sözde esir,
-Kıymetli kardeşim genç dostum Evrim'e
Aynı ayar teller ağlamaz mı hiç?
Kaynağı bir seller çağlamaz mı hiç?
Firâkın ateşi öze düşünce,
Her saniye gönül dağlamaz mı hiç?
Dünya döner, başım döner...
Ben sadece Allah derim!
Göz kararır ferim söner,
Ben sadece Allah derim!
İnen olur çıkan olur,
-Has dostum kardeşim Mirac'a
Şol dostun hasından kalınca ırak,
Bağrım için için yanar da gider!
Hakikat deminde ağlatır firak,
Bildim!
Sen bildirmesen ben bilemezdim,
Nurunla bu can pasımı silemezdim...
Zaman serinliğinde aşka tutunurken,
Gözyaşı verdiğin için gülemezdim...
Emreyledi Yaradan,
Dünyaya geliverdim...
Sütün emdim anadan,
Gül yüze gülüverdim...
Emekledim evvelâ,
Elde kaldı... Elde kaldı!
Türküm soldu telde kaldı...
Özüm sözüm ziyan oldu,
Sesim esen yelde kaldı...
İçimdeki gurbetin,
Bir sılası var mıdır?
Bu tarifsiz hasretin,
Fasılası var mıdır?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!