İşaret parmağı ıkına sıkına çıkıp yeninden
Kendi sokağına doğru kıvrıldı yeniden.
Akıl mı kendini kandırdı
Yoksa şehirle beraber insanlık mı yabancıydı kendine?
İçine alınmamışlık
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Oyun aşikar, oyuncu aşikar geriye kalan güne düşen gölgelerin şekillerindeki değişiklikler...
Asırlardır sahnelenen oyun yansımaları, alaca karanlık kuşağından gelmiş yaratıklar görünümüne bürünmüş haleleri...
Işığın kaynağı belli, perdeye düşen gölgelerin şekilsiz halleri, gecede belirsizliğini kaybedip netleşmeye yüz tutmuş, oyun belli oyuncu belli fikri ve zikri de belli... Bu oyun biz seyircilere korku ve kaoslar yaratıp, uykularımıza kara basan olacak buda belli... Bize düşen seyirci olmaktansa kendi ışığımızı yakıp, gölgelerin birer birer yok olmasını sağlamak... Biz seyircilere düşen her birimizin birer mum yakması ve aydınlığa erişmemiz...
Aynı isimli şirimden...
Ey mor dağların kızıllığında, mahşere giden atlı
Ne rüzgarın eser, ne tozun kalkar ardın sıra
Işık sızmaz, yıldızlar görünmez sanırsın penceremden
Sürgülü parmaklıklar ardına çökmüş beklerim
Çakal uğultusunda daha bir bilenir yüreklerim
Kuduz kedinin kuyruğuna teneke bağlamış haşarı çocuk gibisin
Meydanı hep boş, hep senin sanırsın
Bu kin
Bu nefret
Bu düşmanlık ne
Bunca masuma yapılan eziyet nedendir
Özgürlüğü demir kafeslere kilitlersen eğer
Tunçtan yapraklarını döker söğüt
Kabarır damarım
Yürekte cenk başlar ki, etme!
Bir gölge oyunudur şimdi ihanet
Köşe başı kuytuluğunda mıdır zaman
Türküleriniz midir o şakıdığınız zifirin
Serçe beyninizde yapay zaferin?
/Bir insanın ruhu fahişeliği meslek edinmiş ise eğer,
Her gördüğü viraneden zevk alır;
Bilmez ki geriye kirlenmişliği kalır! /
demiştim...
Oynanan gölge oyunu ve geriye kalan ruhlarının kirlenmesi, onuda paralarını sayarken aklarlar...
Güne nede güzel düşmüş şiir... Kutluyorum Kardeşimin kalemini ve yüreğini...
Selam ve Saygımla...++
Saklambaç ve gölge oyunu sanki birbirini tamamlıyor, sonuçta saklansak da gölgemiz izimizi sürdürür,görünür oluruz.Kutluyorum hocam,beğeniyle okudum, eseriniz listemde.Saygımla
Mustafa bey şiirinizi okuyunca çocukluğuma geri döndüm anlamlı şiiriniz kutluyorum.
Saklambaç dediğin de
Evrensel bir oyundu ve
Hep böyle oynanırdı
-------
Çocukluğumda erkekler uzun eşek oynar, kızlar ip atlardı. Bazen hep birlikte yakan top oynardık. Bizim saklambaçlarımız bir sokağın üç beş kuytusunda gizlenmekten ibaretti. Mesela bir çöp tenekesi arkasında. Büyüdük, adam olduk, kadın olduk, baba olduk, anne olduk. O çöp tenekelerinin içinde bombaların patladığına şahit olduk. Dağ gibi evlatlarımız yıkıldı dağlarda. Torunlarımıza böyle bir ülke mi bırakacağız?
Yolumuz düşer zaman zaman doğduğumuz büyüdüğümüz sokaklara, Bazende hayalimizin yolu düşer oralara.Biz terkettikten beri şehrimizin insanlarının simaları değişmiştir.Barındırmaz artık eski lambaların aydınlattığı sokaklar bizi. Kaçarcasırna ayrılmak isteriz. Herkes eski bir yüze benzetsede biribirini bakışlarını kaçırır saklambaç oynarcasına.Bu ruh haletidir benim yaşadığım ve şiirin bana yansıttığı lambanın aydınlığında görebildiklerim, hissedebildiklerimdir.Bir iddiam var.Şiir şairin yüreğinin mahremi bizim çıkarımlarımız ya tutarsa nevinden olabilir.Şaire düşen bıyık altından bir gülümseme.Her şeye ve her yoruma rağmen.Şiir gibi şiirinizi yürekten kutlarım.Kaleminiziden şiir okumak ayrıcalık.Selam ve saygı ile.
gölge gölgeyi tanır çıkmayan sesinden
Demiş ya şair.. Çopur Ahmet'ten alınma Muzaffer Sarızönenin derlediği bir Konya türküsü geldi aklıma
Bahar eyyamında bülbül sesinden
Çıkarır perçemin finor fesinden
Hoşlandım yarimin gül nefesinden
Çekilmez gurbetin cefası bülbül
Bülbül bülbül bülbül hey
Tarih boyunca çok gölge oyunları gördük. çocuklıgumuzda çokda seyrettik. ama hiç böyle yüreğimiz yanmamıştı seyrederken canımıza dokunmamıştı.heleki tarih boyunca bir agacın dallarıyız dedigimiz .ve kız alıp verdiğimiz bir aile sandıgımız kişiler
topluluk sırtımızdan vurması .hele düşmanlarla işbirlikcilik yapması, zora gelince bize sıgınması.sonra arkamızdan vurması insanın zoruna giden kanına dokunan bu olsa gerek.yıllar önce filistinde osnmanlıyı arkadan vuran arablar, kendi kazdıgı çukura kendileri düştüğü gibi ,inşallah diyorumki bu gölge oyununda kendileri bogulurlar.Arabların dediği gibi biz osmanlılının bedduası yaşıyoruz dedikleri gibi.şuan bu gölge oyununa ortak olanlar bir gün gelecek biz türklerin bedduasını yaşıyoruz diyecekler.Allahım büyüktür muhtedirdir..bunları ilerde görecegiz inşallah...Değerli kardeşim ben buna gölge oyunundan başka satılmişlık diyorum.kalemini kutluyorum..
saklambaç,kimin nereye saklandığı belli olmayan bi oyun.hiç olmayacak yerlerde saklılık.sisice bi oyun.arkanı dönmeye gelmiyo.çılgınca koşuyo ihanet.
ve sonra ,yenilenin karşısında kahkahaları var ,adını ne korsan koy,emperyalizm de kapitalizm de.ama ihanet var hep,sonra güvensizlik.karanlık gölgeler şimdi kimbilir hangi masumiyetin infazına karar veriyo.
büyük bi sessizlik.dünya santranç tahtası.oyuncular her nekadar oyunu bilmesede,gölgelerinde devasa yazıyo.
yaşanan devlerle ,karıncaların kavgası.
bi damla gölgesinden ne olur karıncanın.olsun tarafımız belli olsun ,karıncadan yana tarafız.
kahrolsun ülkemiz üzerinde oynanan oyun ,kahrolsun emperyalizm ve onun yerli çanak yalayıcıları.
selam ve sevgiyle kal Sayın Hocam.
ve yenildi hayaley oyuna gşlge oyunu da denilse de üstadım yüreğine saglık kutlarım sizi
Zeybek hocam şiiriniz geçmişimizin ve geleceğimizin aynası olmuş oturmuş baş köşeye. Beni öyle bir tetiklediniz ki oturup 5 dakikada şiir yazmama neden oldu. Yorumumu az önce sizden esinlenerek yazdığım '' KAYIKÇI KAVGASI'' şiirimle yapmak istiyorum. Şiir yazdıran şiirinizi ve sizi yürekten kutluyor ilham kaynağım olduğunuz için size teşekkür ediyorum.
KAYIKÇI KAVGASI
Tavan arasında kuklacı
Perde arkasında kuklası
Eskilerdeki ışığı gaz lambası
Şimdilerde akkor lambası
Senaryo üst akılın rüyası
Maharet kuklacının halkası
Oyuncu kuklacının kuklası
Seyirci seyircinin alası
Sonuç ahmaklığın dik alası
Değişken bir ışık dansı
Eli kolu bağlı kuklası
Perdede kuklanın aynası
Verilir mesajın hası
Oynanıyor yıllar yılı
Senaryolar aynısı
Kaynak uluslar arası
Hep aynıdır kadrosu
Sanırsın ki gönül dostu
Sahnelere serer postu
Ah o perde arkası
Ah ışıkçı maskarası
İnsanlığın baş belası
İpler elde kuklacısı
İpe bağlıdır kuklası
Amaç kafa travması
Biz ise seğircinin hası
Siyasetçinin bey babası
Bir de üstüne kreması
Dalkavukluğun dik alası
Umurumuzdamı perde arkası
Fiyakalı ön sıra koltuk kavgası
Pek hoş olur yansıması
Yıllar sürer hatırası
Mümkünmüdür doğrulması
Millet mi?
Zaman alır uyanması
Uzun sürmez travması
Partiler mi?
Ya kuklacının kuklası
Ya kirpiğin maskarası
Ya da bir ''kayıkçı kavgası''...
İşimiz zor hülasası.
Şubat. 2016..Bülent ARKAN
Bu şiir ile ilgili 94 tane yorum bulunmakta