kahverengi buruna yürürken elele
saçları meltemde dalgalanıyor
keskin kayalardan geçerken yüz yüze
gülümsüyoruz
bir elimde olta bir elimde Süreyya'nın elleri
sendeliyor sevdiğim
gözlerin badem gözlerin
çıkarken ummana mavi gözlerin
haksızlığın başkaldırışını gören gözlerin
beni duyumsayan gözlerin
beni farkeden gözlerin
cismime değil de tinime bakan gözlerin
oyuncakları vardı tanrının
heykeller
güneşten gözlerinin ışımasında deli hülyaların
peşinde yürüyen
heykeller
sırıksıklam betiklerin ortasındaydı dünya
yağmur yağarken hızla geçen caddeden
bir yoksul çocuk taşıyordu kibrit kutusunu
sıkıca canı gibi sıkıca
sımsıkı sarılmıştı paltosuna
çap çup çap çup
çamur değiyordu çıplak ayaklarına
yavaş yavaş ay karanlığı çekiliyor aramızdan
güneş açacak
ve biz, bize nefretle bakanları alt edeceğiz birlikte
ağlamayalım bir mevsim
susalım birlikte
ayrılık gözyaşlarımızdan süzülsün bir mevsim
Sır olmuş aynalar
Gölgeler sevda sevda
Kırklar dünyasında volongoto
Fatih'in resim defterinde
Benim hayallerim
sadece bir başlık bu
kovukların geveledği mavallar gibi değil
sadece ütopya
anlamak her şey değil
...........................................
anlamak mı istiyorsunuz
senin gözyaşın kapitalist yağıdır sevgili
sen hep o gözle bakarsın yüreğine
senin tek derdin midendir sevgili
doyuracak bir kişi bul kendine
dalkavukların, yandaşların çok olur
yapraklar gül deyi esmiş
gel tüylü tırtılım gel bana
sevdalım gülümsemiş
gel tüylü tırtılım gel bana
cankurtaran gelin olmuş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!