Gerçekten aşk istiyorsan eğer
Gönüldeki hançeri vur baştan başa
Dünyayı başına yıkarda gider
Dört kelamı bir yere sür baştan başa...
Aşkın divanında bülbül ötermiş
Dönem dedim halım yoktur
Görem dedim ferim yoktur
Gidem dedim gönlüm yoktur
Sinem dayanmaz ki ben neydem...
Yollar bana dar geliyor
Gönlünde iyiliklerin gizlendiği
Damarlarındaki kan sarı – lacivert akarken
Su içer gibi hayat yaşayan
Bahtı kara olan bir genç...
Devrim için savaşan biri
Bak bana bakalım ey güneş
Niye bu kadar kızgınsın
Neyi yakmak istiyorsun
Yakmak istediğin benim kalbim ise
O zaten yanık güneş efendi.
Artık dayanmıyor bu yürek
Sevgiyi, Aşkı ne kadar şiddetli yaşıyorsa
Hasreti, Gurbeti de o kadar şiddetli yaşıyor.
Göremiyorum artık kendimi aynada
sanki üstümde sadece elbise var.
Vücudumu göremiyorum,
Ah edip deryaya salma beni
Düzen bulunmaz bulunmaz
Hasta düştüm gel sor derdimi
Derman bulunmaz bulunmaz
Yürek yanarmı bilmem sende
Bu nasıl bir yara, bu nasıl bir dert
Hiçbir şeye benzemiyor
Sevgi, hasret, gönül, gurbet hangisi
Yoksa bir toprak yarası mı?
Hepsinden, hem de en derinlerinden var
Ama bir tanesi daha çok
Gardaşa bakamam el almış gitmiş
Yarime bir söz geçiremedim dağlar
Kanım durmaz artık sel olmuş gitmiş
Ben derdimi kimlere sorayım dağlar
Dost yüzün dönmüş gider diyara
Dağlar hasretim oldunuz
beklerim nazlı yarimi geçit verin.
Ağlatman gözlerimi,
Kanatman yüreğimi,
Deşmen artık şu derdimi.
Sererim aşkımı sevdiğimin önüne
Onlar hep yaşlıdırlar
Her şeyi yanlış anlarlar
Dedeler hep doğaldırlar
Benim dedem canım dedem
Dedemle oynadığım günler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!