Hayatımın en özel kişisine...
Ben, bir yolcuydum
Küçük bir not yazdım
Dedim ki kendime
Bu yolun başı da hüzün
Ve sen, hicran nağmeleriyle gökyüzünden yağardın
Ve ben, bir sana muhtaç halde yeryüzüne bakardım
Hasret nağmeleriyle büyüyen saltanat kuşunu
Sen, bu uçsuz vadilere kırık kanatlarla saldın.
Ardımda bir bekleyenim var mı diye hiç bakmadın
Ne sevmeyi becerebildim
Ne de sevilmeyi
Belki de yaşamayı beceremedim
Tüm sorun budur
Ne mutluluğu sonuna kadar yaşadım
Ey kanların kızıllığıyla ısınan sancak
Sen ki gül yüzlüleri yatıran ana toprak
Göğsünü siper edenle boyandı bu bayrak
Uğruna duydukça ölümü biz vatan dedik
Eğilip öptü eteklerinden seni cihan
Bir esintiydi adını dilime dolayan
Akşam güneşinin kızıllığında kavuran
Sensizliği katre katre yaşarken benliğimde
Sesindi bir hiç uğruna her gün solan.
Aslında bir ırmak gibiydin her an
Sandım...
Göğüm olursun sandım
Ne göksün ne de banasın
Kendin bile değilsin.
Bir tutam masumiyet arıyorum
Birkaç masum insan
Var mı şu koca dünyada başka
Saf bir yürek
Çocuklardan başka?
Bilmezdim sonumun böyle olacağını
İnsan denen mahlukat büyük konuşmamalı
Neydim, ne oldum, ne olacağım?
Nerede doğdum, nerede öleceğim?
Mısralarda mı?



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!