İçim bin bir hasret
Yüreğim kayıplar şehrinde
Bu şarkıda neyin nesi kulaklarımda
Ağlatıp duran
Zorunluluklardan bir kolye
Bir trafik daha başlıyor İstanbul’da
Önceki gecelerin uykusuzluğu yüzümde
Her güne inat yeniden
Yeniden nefes alıyor
Düşünüyorum,
Düşüncelerim işgal edilmiş
Karlı bir dağdı
Zirvelerinde ölüm beklerdi
Soluk soluğa kalsam da
Çıkmaktan usanmazdım
Ne yana baksam hep sen vardın
Kan ter içinde kalırdım
Düşün içine
Bir düşünce
Çıkman imkânsız
Griliklerin içinden
Yada adını koyamadığın renklere bulanmış
Yitirilmiş bir şehrin sokaklarından
İzim kalmasın isterdim
Bastığım kaldırımlarda
Koştuğum oynadığım sokaklarda
Sessiz bir ışık gibi
Görünmeden bilinmeden
Geçip gitmek isterdim
Kaç mumluktu
Tavanımdaki ampul
Cılız odamı
Güneş tadında doldururdu
Yeterdi artardı bana
Zaten kendini bilen için bu ışık
Kafiye uysun da
Şekil yerine otursun diye
Yazmadım ben şiirlerimi
Bir ölçüm bir sınırım yoktu ki benim
İçimden geldiği gibi
Bak işte gene kayboldum iyimi?
Bu kahverengi mevsim
Hep aldatırdı beni
Durduk yere
Gözlere gömülmek
Aslında ölmekti
Rakunutara düşünce diyarı
İnşaat Halindeydi o zamanlar;
Bana hep
“sen hep beyazdın”
derlerdi.
Güz vuruyor yapraklarıma,
Güz vuruyor ufka uzanan dallarıma
ve
uzanamıyorum geleceğe
Tek tek düşüyorum
Kaldırımlara




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!