Gece de Ne Olur - Garib Çoban
İnsanın yaratıldığı asıl amaç, amaçsız mı kaldı?..
Onun büyük hedefi, büyük işlevi sevmektir.
Anlamak ancak sonra gelir.
Sevmeyen insan, düşünmeyen insandan aşağıdadır.
Başka bir deyişle, egoist aptaldan daha aşağıdadır.
Kötü insan insan ölçeğinde aptaldan daha aşağıdadır.
Karşılıksız sevgi ayırt etme, adalet, cesaret ve ölçülü davranmamıza.
Karakterimizi ve zor duygularla başa çıkma yeteneğimizi güçlendirmemize yardımcı olurlar.
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Öyle bir şekilde yaşayın ki, başkalarının sizin hakkınızda ne düşünebileceğinden korkmadan her durumla yüzleşebilirsiniz.
Minnettarlık ve kendini inceleme alıştırması yapın.
Bunlar kişisel gelişim için araçlardır.
Yaşamlarımızdaki nimetlere ve olumlu deneyimlere odaklanarak olumlu bir bakış açısı sürdürmemize yardımcı olacak bir şükran tutumu geliştiririz.
Ek olarak, düzenli olarak kendimizi incelemek.
Eylemlerimiz, duygularımız ve düşüncelerimiz üzerinde derinlemesine düşünmemize.
Ve yaşamı iyileştirmek için gerekli ayarlamaları yapmamıza olanak tanır.
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Karşılıksız sevgi, aşka ulaşmak için maşuğuna güncel bir sorunla ilgili bir soruyu.
İnsanın insanla olan farkını açıklamak için bir bahane olarak kullanır.
Ayrıca, teheccüt vakti kendinden daha fazlasını keşfetmeniz için aşığa fırsatlar sunar.
Kendini inceleyen adam, başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğünü umursamaz.
Duygusal tarafsızlık pratiği yapın.
Başarı, tanınma veya maddi mallar gibi dışsal şeylere duygusal olarak bağlı kalmayın.
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Mutluluğu geçici şeylerde aramak yerine içsel
bir bağ geliştirmeli ve tatminimizi bilgelik, dürüstlük ve şefkat gibi erdemlerde bulmalıyız.
Elindekiyle yetinmeyen, hiçbir şeyden hoşnut olmaz.
Başkaları hakkında bizi rahatsız eden her şey birbirimizi daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.
Kendimi gözlemlediğimde üzülüyorum.
Senin kovalayacağını düşünerek gitti.
Ama şimdi o seni artık onun hak etmediği bir puta dönüştürdü.
Kendimi karşılaştırdığımda kendimi teselli ediyorum.
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Seni kıracağını düşünerek gitti.
Ama sen parça parça bir imparatorluk kurdun.
Çaresizliği bekliyordu.
Bunun yerine karşılıksız sevginin evrimine tanık oldu.
Şimdi daha keskinsin, daha güçlüsün, dokunulmazsın.
Peki ya acı gerçek?..
Uzaklaşarak olduğun adama ulaşamaz.
O senin geçmişinin bir parçasıydı.
Ama geleceğin bir gönül sultanına ihtiyacı var, bir pes edene değil.
Seyretmesine izin verin.
Çünkü bir zamanlar senden uzaklaşan şey..
Artık senin yanında bile duramıyorum, ölüm seni arar oldum nerdesin?
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Kendini savunmak yaşamaktır.
Başkalarını aldatmamak için özgünlükle hareket etmektir.
Aynı zamanda ve her şeyden önce, kendinizi memnun etmek için kendinize ihanet etmemek için kendinizi sevmektir.
Ah, klasik hesap hatası, takip edileceğini umarak uzaklaştı.
Geri döndüğünde ise kapının gönül tarafından kilitlendiğini gördü.
Göğe çıkmak için dünyalık putlarıyla sapıklık içinde merdiven arayanlar kul değil.
Mekke kafirlerinin değil, Medine müminlerinin duası kabul oluyor.
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Zamanın sizi nasıl geliştirdiğini.
Ama yokluğun onları nasıl ifşa ettiğini görmek ilginç.
Kendi fikrini oluşturmaya çalıştın mı?..
Yoksa başkalarının sana söylediklerini mi tekrarladın?..
Başkalarının neler yaşadığını her zaman göremeyiz.
Bazı gülümsemeler sessiz bir yorgunluğu gizler.
Bazı sessizlikler kadim fırtınaları gizler.
Ve bazen sadece orada olmak, yargılamadan, rahatlatmaya yeter.
Bu sorular olayları daha net görmenize ve aldığınız eleştirilerden bir adım geri çekilmenize yardımcı olacaktır.
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Zorlukların gücü.
Zorlukları büyümek ve güçlenmek için fırsatlar olarak görün.
Bakış açınızı değiştirerek zorlukları kişisel gelişim ve dayanıklılık kaynağına dönüştürebilirsiniz.
Karanlığın ortasında ışığı algılamayı başarırsak, başımıza gelen her kötü şey olumsuz değildir.
Zorluklar erdemin sınavıdır.
Temel erdemleri olmalı insanın.
Mutluluğu erdeme uygun yaşamakta buluruz.
Dört temel erdem şunlardır:
Bilgelik, adalet, cesaret, ölçülülük.
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Çevre belirleyici bir faktördür.
Dışsal güzellik, iç güzellikle canlandırılmadıkça tamamlanmış sayılmaz.
Ruhun güzelliği bedenin güzelliği üzerinde gizemli bir ışık gibi parlar.
Topluluğun ve karşılıklı desteğin önemi.
Etrafımızı benzer değerlere sahip insanlarla çevrelemek, motivasyonumuzu korumamıza ve zorluklarla daha büyük bir güçle yüzleşmemize yardımcı olur.
Başkalarıyla uyum ve işbirliği içinde birleşerek, hayatın zorluklarının üstesinden gelmek için güç ve karşılıklı destek buluruz.
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Yaşamak, yalnızca organların maddi ihtiyaçlarını karşılamak değil.
Aynı zamanda, belki daha da önemlisi, insan onurunun bilincinde olmaktır.
Yalnızca kendine güvenmek ve kendini başkalarına vermektir.
Güçlü olmaktır; iyi olmaktır.
Yargıya ve algıya bağımlılık.
Duygular dış olaylara verilen otomatik tepkiler değildir.
Daha ziyade bu olayları nasıl yorumladığımıza bağlıdır.
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Stoacılıkta biz, yargılarımızı eleştirmeye ve görünüşlere kapılmamaya davet ediliriz.
Gerçeklik algıladığımız şeydir, ancak algımız aldatıcı olabilir.
Seni seviyorum, bu son ve bu başlangıç.
Hepsi bu kadar.
Kendimi kendimden o kadar uzaklaştırdım ki, kendimi bulmayı başardığımda kendimi yeniden tanıtmak zorunda kaldım.
Kim daha çok insansa,daha dertlidir.
Ben sadece yalnız kalma ihtiyacımı yenilemek için dışarı çıkıyorum.
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Sadece her şeyi kaybettikten sonra özgür olabilirsin.
Giden gitsin, haklı olan zaten hakladır.
Neden kendimi savunma zayıflığını göstereyim ki?..
Hastalıktan dert yanma!..
Hak seni kayırıyor, günahtan uzak tutuyor.
Nefsi azgınlıktan, ömrü israftan koruyor. Şükret ki musibet nimet olsun!..
Vakit her zaman saatle ölçülmez.
An gelir tesiri başka başkadır.
Vuslatı bekleyen aşığa, sabahı bekleyen hastaya, ölümü bekleyen yaşlıya sor.
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Derviş, kendi hazzından fâni olandır.
Tabiatın bu büyük mesnevisinde yarım kalmış bir mısrayız.
Var oluşumuz, bir beyit olmayı beklemektedir.
Sofrada bulunması dâhi ailesi fertlerini iştaha getirmek içindir.
İşkembeyi şişirmek için değil ya Huu.
Hayat seni güldürmüyorsa espriyi anlamamışsındır demektir.
Rıza mazharıyla hoş olam dersen.
Dilin tut, sözün yut seyretmeye bak.
Kimsenin öldüğü yok.
Yaşadığı da; herkes biraz var o kadar.
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Sürahi eğilir, bardak değil.
Derin olan, dolu olan, usta olan boyun büker, çırak değil.
Derdini sıkı tut.
Kim daha fazla insan ise, daha fazla dertli olur.
Şikayeti bırak.
Alıştığın derdi alır yenisini verir hepten berbat olursun.
Teheccüt vakti kendimize içten bir sohbet borçluyuz.
Verdiğine razı eyle ya Huu.
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Aşk yolunu seçtik sanırdık meğer yolun sahibi layık bulduğunu tercih edermiş.
Akansu gayriyatları kenara atarmış.
Katremiz ummana erdir ya Huu.
Ölümden şüphen mi var?..
Ne garip!..
Siz öteki dünyaya inanırken nasıl oluyor da.
Bu yalancı dünya için yalan söyleyebiliyorsunuz!..
Uyuma!…
Öyleyse uyku gibi ölüme de mahkumsun.
Dirilmekten şüphen mi var?..
Uykudan uyanma!..
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
Ben senden çok uzaklarda, insanların velvelesi arasında ışıklı ayın yüzünü gördüm.
O zümrüdü Anka kuşunun sesini duyduğum andan itibaren sana uçma ümidi kanatlarımı kırdı.
Esme rüzgar esme safran kokusundan beni mahrum etme.
Ve aşkın aşkıyla tutuşan alevleri görüyorum, zirvede açan gülün yanında.
Aşkın tadı her gün bizi büyüler.
Bağlar kopsa bile yaşanan bu anların etkisi uzun süre üzerimizden silinmez.
Demek uyandın; dirileceksin!..
Sebepsiz gidenlere üzülme, çürük olan meyve ağaçtan çabuk düşer.
(Y.ed - Güzide Mektuplar Albümü)
Kayıt Tarihi : 7.5.2025 18:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kendinizi, kendinizle vakit geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin. Andrey Tarkovski
Severse insandır!
Ötesi
Aklı
Mantığı
Sağlığı olsa bile "eksiktir"
Hatta tehlikelidir!
Sevmek
Var oluşumuzun hem gereği
Hem sonucudur...
Tebrikler Engin Bey...
TÜM YORUMLAR (2)