Demli bir acı tazelediğim
Yüreğim ayyaş duygulara mesken
Dilimi emanet verdim
Aynalarda bile seni görüyorum
Aynalarda bile yok suretim
yine sabah oldu..
hapsettim uykuyu
gecenin karanlığında acı bir kahveye...
günler gecti...uzun günler...
ve sen hala aklımdasın.
belki anlatırdım,
gözlerinin ruhumda bıraktığı derin yaraları
seni görünce yüreğimdeki acıların
nasıl dayanılmaz bir hal aldığını
belki anlatırdım
sen gelince dilimin nasıl tutulduğunu
en düşük hızında zaman
sanki saatler geri geri gidiyor
geri geri gidiyor akrep,yelkovan
beni bu köhne şehre bağlayan
senin kokun...
kimsesizler mezarlığı yatağım yorganım
sesime vokal yapıyor odalar
üç oda bir salon yalnızlığım
dörtte duvar...
ne gülen gözlerin var artık
ne tebessüm eden yüzün...
yerni çoktan doldurdu hüzün
tadı yok hiçbir şeyin
anlamı kalmadı
dipsiz bir kuyu gibisin icimde
hani cicekleri soldururdu ya hasedinden gulusun
o gulusun beni mahkum etti geceye
kimi zaman karartsamda gozlerimi
zehir sursemde dilime
ne fayda
Yüreğimi işgal eden
Gün ışıması gibi
İçimi ısıtan
içime işleyen
bir zanaatkar edasıyla usulca
cevap anahtarı yok bu kadınların
bir masalın peşindeler hep
hep yalanların
hiç prense döndüğü görülmüşmü öptükleri kurbağaların
seni ne zaman görsem
erimeye başlıyor kalbimin buzulları
kapanıyor yaram
erimekten kormuyor artık kardan adam
merhaba sayın sarı ben sivas cumhuriyet üniversitesi güven tanışıyormuyuz