Gözle görülür bir rüyayı insanla baş göz etmek için
İçeri girmelidir bilinmez ötelerden kapıya kadar çıkıp gelip yaslanan yolculuk
Yoksa yüksek binalara çarpar, takıldığı elektrik direklerinde can verir aşka mektup uçuran gönül kuşu
Müsveddesi kara kalem beyaz kağıdın, karar sesini ve ömür çizgisini çoktan geçmişlere mühür vurur gibi
Provası çok çalışılmış bir çakıl taşı sektirmesine suda, kınından sıyrılmış ve çığrından çıkmış savrulmalara salıverilerek
Bir cep çakısına ufak tefek yontulmuş yaralar için ve bir çakmak taşına feleği şaşırtan cinsten
Musluğun soğuk demirlerinde dönüp dolaşan suyun uzun uzadıya hikayesinin
Akarken buz tutan çeşmelerden lehçe lisan soran kışa ayaza doğru durduğu yönde ayrışan yoldan
Orda tıkanıp kalıyordur geometrik kristal kırmızı ve boyalı üçgen
Aşılandığı toprakta bağrı yanık bir çöl kaktüsü gibi konuşmayı bırakmış dililere
Yürümeyi unutmuş yollara
Ot çöp diken olmuş sarpalara
Tek düzelikte çan çalarak can sıkıcı
Günü dününden farksız kaskatı yalnızlık serip toplayan kabuğun harman döküntülerini silip süpürümlerine emsal
Geleni gideni kalmamışsa ilin sokağın kapının ufkun yabanın yamacın ve dünyanın
Bu tarafından ötesine geçmek istiyorduysa izde yolda bulduğu kendine tanıdık gelmeliydi evvela insan
Durgun nehrin kızıllara boyanmış güneşile dolanıp büküldüğü gün bitimlerine
Çavdarlıktaki şarkılaşan bıldırcınlara
Otların arasında oynaşan çulluklara serçelere çulhalara kapanmışsa, sam yelinde çöl kumları eler savurur
Kırağı yüzlü buzların çatırdayarak kırıldığının
Işıltılı kamaşmalarını zımparalayıp kamaştıran ruhsatsız bir kaçışla
Çığlığını suskunluğun oyuklaşmış yırtığındaki kör düğümüne bağlayarak
Öpüşmeyi unutan dudakları badiresinde kor alazlar közlemiş kavrulmuş
Bilip okuduğu alfabeyi yeniden kursuna gidip ezber etmeye pörsümüş kurumuş
Direklerin ordan kirişi kenarı kırıp işinin başına dönemezse kovulduğu sürgünün rezil kepazesi olur hayal ve düş
Kaynadıkça fışkırıp fokurdatan
Oluşumunu tamamlayamadan geçmiş yıllarda kalan bir gün batımı seyri gibi
Ve hususi soğuk damgalı buzdan heykelleşmiş kristal bir gülümsemeye benzeyen
Kanatlarında taşıyamadığı hayatın zindan bir vaktinde söner çıra
Tükenir insan
Biter rüya
Güme gider onca gayret hayal ve sureti zahmet
Aralık/24
Kayıt Tarihi : 7.12.2024 14:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!