Kalb-i mühürdür sevgi...
Emin olmak lazım, rabbe güvende sadakatle. Sen nasıl davranırsan davran, benim esas ölçümün sınırları, güzel ahlaklı sevgidir, kim bilir. Beni rahatlatan insanın insana, insanlığı öğretmesidir. O, bir ucu, sen bir ucu ideal iletişim için, onunla yaşanır, onunla öğrenilir sırrın sırı, kim bilir. Her harfi ödüllerden, belki gerçek olmayan kavgalarında biraz üzüldüklerinle, sevmen mümkün hale gelecek, kim bilir. Belirsiz tesellisi de gizli kavuşma arzularının, rengini bağışlayan akşam güneşi gibi aklımıza dağıtılan sevgiliydi, kim bilir. Yalnız adam işidir sevmek demek, kalabalıklar içinde yalnızlıkları çok hoş bulmasam, bunca yıldır el değmeden gönülce aradığım sen olabilirmiydin, kim bilir. Bütün hakikatin güzel sanatları gibi sevmekteyim, bireysel engüzel sanattır, tek kişiliktir sevgiye misafirliğim. Platonik aşklar gibi, kim bilir. Sözcükler bana, ben sözcüklere şems gibi hiç ihanet etmedim. Sevmekten b/aşka sözcüklerimi hiç kötüye kullanmadım, kim bilir. Sevgi değirmen misali dönen b/aşlarım. Sevda değil, bir hışım diyen gönüllerin işimidir, kim bilir. Sevgi(li) keyif demektir, haz demektir, bir tanımlanamaz şehvet demektir, pranga gibi sürüklenen çile demektir, kim bilir. Sevgi(li) demek, çıldırasıya sevmek demektir, akarsuda bir damla, bir başakta tohum, aklımdan, gönlümden, ruhumdan, tenimden, terinden, parmaklarıma geçen, parmaklarımdan milyonlarca, milyarlarca harf olan yağmur tanelerine avuç açıp dua dua dilenmektir, kim bilir?
Kalbimiz sırılsıklam aşık...
Aşka bir gönül borcu oluştu şems vakti, borcumuzu ödemenin pek çok yolu var. İyi bir sevgili gibisi yoktur, ruhun kalıplarına döküldükçe dualar, kulaktan kulağa sonraki kuşaklara kalırlar. İyi sevgili olmak aslında basittir. Ne kadar samimi, vefalı, sadık olursan, o kadar sıradışı şaşırtıcı olur görmen ve duyman. Ve o kadar aşık olursun. Kaf harfi nun'a ulaşana dek olan sürede yaratılmış olan kainatta, güçlü bir hikayedir sevgili olmak. Dünyanın tekvin ve tezyini yedi gün sürmüş, aşk an'da ol sözüyle şükür kabul etmiştir aşıkını. Nuh tufanı mesela harika, yedi uyurlar da müthiş bir hikayedir. Cevabı sizin hayal gücünüze bağlıdır, sevgi sus komutundan alır nefesini. Lisan ziyafeti daha çok şems vakti karşımıza çıkıyor. Meselesizdir sevmenin sadakası aşkta zaman içindeki yolculuğunda, kendıne tepeden bakan suretperest yaşamlar belki kibrini açığa vurmuyorsa ne anlama geliyor? Neyin hatırına görmezden geliniyor insan? Doğal lisanında okunamayan duygular, bir kalem sürçmesine kurban gidiyor. Şurası gercek ki, tasavvur ettiği şeyi, kalbe nokta nokta modelliyenler, insanla yeterince doldurulamıyor. Elbette gerekmez dedirten yalnızlığa rağmen. Beklenir mi? Elbette beklenir manası düşünülen, ister istemez bu noktada meçhul sevgiliye bürünür. Yaşanmış fakat paylaşılmamış bilinmeyen aşkı anlatan bir mektup. Şimdilerdeyse düne dair söylediklerine inanmayanlar suretinden kuşkulanıyor.
Gıdiyorum arada sırada...
Geceden sonra aynı sırada şems vakti sokağında, sevgi kaldırımı döşeli samimiyet, kışın sadakati, baharın vefası, sonbaharın hüznü, yaz'ın marifetiyle ile aşk orda. Sabahın üryan alacakaranlığında, Oh.. oh..oh merhaba erenler diyerek gönüllerin kapısin açan tutkulu bir yaşamın incelttiği, yılların ağırlığı ile eğilmiş zayıf bir vücut. Herşeyi kurşunileştıren bir kış günü, eski bir derviş cübbesi gibi gün görmemiş duygularınızın sanki beklenen sahibi Maşaallah. Teni, binlerce gönül muhasebesi ile şeffaflaşmış, kemik ellerinde engin gönül heybesinden çıkmış bir tomar harf. Elcevaaap yazılı sözler, meşe odunu yanan sobadan çıkan alevlerin üstünde kaynatılmış birbirine ulanmış buhardaki şifreler gibi herşeye rağmen herşeye sahip çıkan bu selamlar, bu gelişler. Görüntüsü çırılçıplak sözler, geliş saatleri, zamanı birbirine ekleyip metrelerce uzatılan eskimeyen zamanlardan. Sevgi duyguları gönlüne dolanlarda, sevgili olma ateşi yakar dualar. Kendini bile kıskandıracak enerji çıkınca akıldan, imtihanı kazanır sevgi içinden. Suretperest yanlarını sürgün etmen yetiyor, temasa geçince beninle yaşamış, gördüklerin, duyduklarını not eder böylece gönül dilin. Çok acı ve hazin bir tarihtir, musalla mezarlığında yer işgal etmişlerin hali. Kendi aralarında bölünmüş yaşamla hepsinin ruhu derin bir hüzün ve yasta. Nağme çeken küçük kır kuşları da yok, matemde kabirler
Yalnız adam işidir aşk...
İlahi rıza'nın vaat ettiği rahmet için bir sebeptır, kalbin ne olduğunu anlayıp, sevgiyi göstermek buyurdu Şahım. Beni istediği gibi susturur gece, görünmez mi oldum? dedi Pirim. S/öz b/iterse bitmiştir, değerine cümlenden bir mum alda, hiç görünmez gözüne değerini anlat, sevgi ateşini üstün bil dedi Mirim. Söylemek istediklerimi sıraya koymak istiyorum, koyamıyorum.Söze bir yerden girmek istiyorum, yapamıyorum dedi Meczup. Başımda bir avuç gökyüzü, harflerle dans yapıyorlar. Sonra yanyana dizilip engin bir gönle girmek için halay sekiyorlar dedi Zahit. Dağılıyor nefesler bir fısıltı duyuluyor iki sözcüklük köşe kapmaca oynayan duygulardan, çıkın birbirinizden! Bu sevdaya düçar olmam daha eskilere gider. Müptela olalı kaç aşk yılı geçti dedi Garip Çoban. Aslında yudum yudum, tada tada, sevdadan kanat çırpa çırpa geçmiş sesimiz dedi Hırkasız Derviş. Eskiler gider eskimeyen harflerdeki tılsımla aşka götürür dedi Fakir. Biliyor musunuz? Aşkların en güzeli, en anlamlısı, en süreklisi, hep yeniden misafir kalmak sevdalara dedi Aklı Kıt Adam. Sevdaların en derin, en anlamlısı, gönüllere kutsal sevda dedi Miskin. Duaya yazıldıktan sonra gönülde iç sese dönüşen, sırlanmış sessizlikte okunursa bir onurdur sevgi dedi İhtiyar Bilge. Bır yer altı suyunun yerin derinlıklerinde damla damla oluşması, avuç avuç çoğalması, gölleşmesi, ırmaklaşması, kaynak olup fışkırması, bir kaynağın oluşum gibi doğar dedi Aşk.
Bir kaç söz...
El emeği göz nuru dualarınla çok daha sıcak tanışmanız olacak. Her akşam boynuna sarılan geceler gibi ıssızım şimdi sevgine. Hoş geldiniz şükürüne yamanmış, sabah olmadan akşamın olduğu yanlarından gönül gününe. Usuldan usuldan, buğulanmış yanına, akşam garipliğinin sadakatiyle doluyor gönül, buralarda. Aşinayız tenha yollarına, karabasanlarına inat gizli bir sevgiliyım. Senin de zirvene çıkılır bir gün. Ayazının ilk sızılarını yüzümde duyarak, acele nefesle gönül evi'nin yollarındayız. Emr-i ilahiden güzel bir heyecan, birazdan yan yana olacağız gibi naif duygularla. Allah ne verdiyse, s/özün ile az geriye dönmek istiyorum. Bir kadir kıymet bilene rastlasa gözlerin, yüreği gafletten kurtulan isimsiz aşık olacaksın. Bir gün yolunuz düşerse şems vakti, sevginin mülküne uğrayın. Size mutlaka ikram edecek bır şey bulunur. Gam değil köşenize yerleşivermiş su yada tavşankanı çayı yudumlamak nasibiniz olur. Asıl hayal, hayata tutunma yıllarındaki bir fikir birimidir. Aslında, önemli olan, her şeyi düşünen tartışan olmaktır. Çok yönlü çoğalmak önemlidir, gecede ne varsa bizde de olmasının sevdasını çekiyoruz. Bekliyoruz bakalım meşki, bütün bunlar dünle bugün arasında olmuştur. İçimdeki şerefi yükselmiş, yarına çabuk kavuşalım dıyedir bir nefes. Maksatsız duygular bir telaş bir telaş. Gönül evinizin içi öyle kalabalık ki, daha kimler kimler. Giysem seni gözlerin bana kalsa.
Kıtmir aşkın! Kör ve sağır...
Sevgiye teslimiyeti ne sanıyorsun? buyurdu Şahım.Gönül zembereğinin derin çığlığı bir damla suya sindiği kerbela, sınanan insanlık hala imtihanda dedi Pirim. Ay bile yarıldığında o zalim diye şehit edildi, onun öğretmeni Hz. Muhammed'tir, kerbela muharremin adıdır dedi Mirim. Hararetten ve susuzluktan yananların sevgilisine sarılmak her zaman iyi hissettirir dedi Zahit. Sevgisel katkılar yaşadığımız hayatı başkalaştırabilir. Gene yolun başındayız demek ki ama bu kez o yolu yürümeye başladık dedi Miskin. Bazı sırlar hiç açığa çıkmaz, derler gizem üstüne gizemin bir parçası aşkın bu şems vakti dedi Hırkasız Derviş. Hiç bitmeyecek derin sularına sizi çektikçe çeken bu hayat serüveni, birbirine eklenen dualar mananın sınırlarının dışına da elbette taşıyor okudukça dedi Aklı Kıt Adam. Öte yandan bir derinlik sarhoşluğu içinde uzun süre yaşamış, sarhoş eden bir sen varsın demek ki dedi Sufi. Herkes farkındaydı karşı karşıya bulunduğunda neye baktın gönül borcu oluştu, bizim de bugün de çok gereksinmemiz var ve bu sevgi dedi Garip Çoban. Ne var, daha da çok ne saklı çetin arayışında, ara sıra kendinı gösteren nedir? dedi Deliler Şeyhi. Bilmecelerini bir bir ortaya çıkaran gerçeklik ve rüya arasındaki ilişkinle iç içeliğinin duyduğu aşkın izı sürülmeli dedi İhtiyar Bilge. Geceleri uykuyla ihmal edilen yanınla tartışırken, yolumuz çoğu kez aşkla kesişır
Hadı, kolay gele...
Müjdeler olsun size diyen resul hayatının neresinde? Vahyedileni kalbine indiremezsen sadece tilavet edersin, ikra'yla okursan özsuyundur. Telaşlanmadan boncuk boncuk ter dökmeden, rabbin seni terketmedi ayetini anlamadan başka yüreklere götüremezsin. Delalete düşenlerin sımsıkı sarıldıklarını gördün mü? Size aykırı davranmakla değil, sorumluluk duygusudur sevgimin amacı. İnanlar birçoğunu anlamıyor gördüklerine sırt çevirenlere rağmen gücümüz yetene kadar sevgimiz. Apaçik deliller ıçınde firavun misali tavırlı olanlarin halıyle o yok olanlar. Oysa biçilmiş ekindeki başakları yok saymamak sevgimiz. Birer ibret alırız şahit olduklarımızdan. İniltili nefes alışından çıkman mesut olman için lütuf olan sevgi. Kendine sözün geçmez ayrılığa düştüğun yanlarından haber ver. Düşünce kalıplarından kurtuldukça iletişiminin fırsatlarını yakalayan hedefıne ulaşıyor. Kendi kendini yönetmeyi öğrenenler, hoşluk içinde seher vaktinde süsleniyor gönüller. Saf tutuyor gecenin çobanları ruhani toprağında, arındıkça yudumluyor kevserini. Güneşler doğuyor ayaz gecelerinde zerrelerine bir özge üsluptur duanın tılsımı. Suyun rengine döndükçe gönül, şems vakti endişesi kalkıyor dünyanın. Hatıra değer verip yıkma sevgini. Ne o yangınımdaki har'ı, ne o alevi bekledim. Herkes uykuda kerem et hu hu diye seyran ettiklerim. Bu b/aşka özlem, çilenin harmanında kavrulmuş bir c/an'da patika yoldu gecemiz.
Görünenler ve görenler
Kalbi kırılanın sözü sert olur. Şu anda yeni olan sizsiniz sevgide, ancak aşka çok da uzak olmayan bir gün, sadıkların peşinde benliğini yakıver, önceki görüşlerinden arınmak için bizim maksadımız aşk buyurdu Pirim. Geceyi aşka sor, senin gibi bir kelime aşkın meali, seni sesinden tanıyorum rüzgardaki lâl uykusundaki halinden dedi Seyyah. Aşk ne yapsın her nefeste sen aklıma gelince benim ellerim duaya kalkar bütün hesapların ötesinden dedi Mirim. Bak aramızda sırlı aynada iki yüzümüz, çok yorgunum bari sen tut yüreğimi anla beni aşk dedi Meczup. Ne fayda yoksun nasibim miş göç, ne kadar çok hatırlanıyorsun bir bilsen gökkuşağından inen dualarda senden, sen kadar yakışıyorsun titreyen kalbimde aşk dedi Zahit Bir tespih gibi dağılıp bir yağsam bir sırrın üzüntüsünde kuşluktur vakit iç içe dedi Miskin. Ah uveyka ölüm geldi ölmedim aşk sızdı teheccüd vakti konuşamıyorum. Ne yapabilirim buram buram yağarken dualar şems vakti, aynandır haz duyarsın iç hazinende sırlarınla dedi Aklı Kıt Adam. Sana bakmak aramdaki perdelere susup, insana sığan yüreğime gel artık gittiğim yer, geceye ve yokluğuna gerisi ateş, acelen ne dedi Garip Çoban. Beklediğim bir ömre sığdıramadıklarım sesin kokusuna saklanmıştı açardın. Gelmeyi istemeyende maharet, son durakta kaç kez buluştun? dedi Deliler Şeyhi. Aynı hal üzere kalan ne var? Sizi dinlerken o sözler ki,ben onlardaki bir şaşkınlık işte günaydın diyen aşktan birine tatlı bir söz esselâm, esselâm yalnızlığımıza ayinedir.
Haline razı olanlar...
Mutlaka görülmeli ayrılan sayfalarının arasında nice yıllar kanat çırpan öz benliğin mevlevi musikisi gibi hüzün yüklüyor şu saatlerime. Söylenecek o kadar şey var ki, bana ayrılan bu küçük yerde, büyük ustayı anlatmaya hiç yetmez. Ama uyanma kımıltıları içindesin, geleceğe vefa, kadir kıymet nedir bilecek gibiyiz. Çok şeyi sevdim, sevmekte kalmadım, sevgimi sevda ettim, tutku ettim, bağımlılık ettim. Başarılarımı azımsamadım şükrettim, yenilgilerime eyvallah'tan yenilen pehlivan güreşe doymazmış söylemi ile yılmadan çare aradım. H/iç yanılmadıklarım oldu kabir ziyaretlerinde, çok yanılgılarım oldu kalabalıklar arasında. Ama, yüreğime el basarak söyleyeyim ki; sevgiye inanmakta hiç hayal kırıklığına uğramadım, gönlümü hep yeniden engin dualara hazırladı. Yüzümü hep temize çıkardı, gerçekten yaşanması değer bir uyumla, emanete hıyaneti, kendime merhamet etmeyi öğrendim. Tebrik, takdir ediyorum çoğu beni tanımayan gecenin çobanlarını. Sizin olmayan şeylere şükranların, kederim düşündüklerimin sıhhatinde kendilerine her zaman inanan beni rüsva etmedikleri için teşekkür ediyorum teheccüd vakti. Bir çabayla er geç ulaşacağız demektir kendimize, sabırla bekliyorum. Acaba aransa bulunur muydu? Duygu yüklü saatlerde, saçlarıma kar yağmış bir eski zaman gönül adamı ile karşıma çıkacaklar mıydı? Kayıp yanlarıma. Oku bakalım söylenmeyi söylenmeyi unutulan benim dinle bak.
Gecenin dili....
Seferlerinee şükrediyor gönül mescidi, en saygın duyguları birbirlerine bağlarlardı buyurdu Şahım. Her şeyin silindiği, yeni bir düş zamanının başladığı bir iklim şems vakti dedi Pirim. Maddenin manaya, mananın maddeye dönüştüğü, seyreden insanın dağlarla, ufuklarla bütunleştiği hicran vakti gezerken söylendim, kendi kendime dedi Mirim. Yazıyla anlatabilmek o kadar zor kı, beyaz renkler ve tonları, desenler, duygular, arzuların çağrısı nasıl taşınabilir yazıyla sizin mekanınıza dedi Meczup. Ancak görmekle olur, yaşamı iyi bir şans sevgiyi görmek isteyenler için, hummalı bır koşuşuşta bütünleştim dedi Zahit. Etkilemişti her geçen gün büyüyen yanın, sonra söz sözü açtı dedi İhtiyar Bilge. Öyle sevgiyle, öyle saygıyla anıyor ki, insan duygulanıyor söz açılıyor dedi Miskin. Her bir yanınla tek tek dolaşıp, özenle kucaklaşınca kişiliğine saygıyla bakıyor, hocam diyor dedi Fakir. Anlatılamaz güzellikteki ufukların altından, sevgi çocuğu olman büyük ilgi görmüş dedi Aklı Kıt Adam. Engelleri aşmak için kendi karakterini ortaya koymuş, coşku ve insanüstü gücün sevgıliden ilhamını almış dedi Deliler Şeyhi.. Bu onun en başarılı özelliğidir, gönülün gönülüne ihramıyla hareket halinde dualarla tavaflar yapıldıkça sadakate özel bir üslup ortaya koymuştur dedi Garip Çoban. Bambaska bir görev yüklenmiş, huşu içinde yorumluyor tam bir sessizliğe bürünmüş aranmasında gizlidir aşk.
Vasfını arayanlar...
İyi niyet sahibi olmanın hikmeti, paha biçilmez gecenin eserleri içinde barındıran duadan. Ama hiç bir yerdeyim, sanki bir şakaymış gibiyim ama hibe ediyorum yüreğimi yüreğine senden habersiz. Gecenin çobanlarının mütevazi bir törenle şehrinize ulaşabilmiş olmanın bahtiyarlığı içinde insanların en mutlusuyum şems vakti. Değer bıçmeye imkan yoktur köz olup düştükçe tek gayesi çok sevdiğim ve tapındığım mübarek sevgi. En büyük hediyeyi verenle her fırsatta okumaya devam edelim. Şöhretin bir afat olduğunu idrak edenlerdenim. Yani demek istiyorum ki, şahsen övünmek, meşhur olmak dost kazandırmaz bir afetten cenabu hak gönül bendemizi muhafaza buyursun. Seni senden alan biz eserini vücuda getirir. Bir fani kul bundan b/aşka nasıl bir saadete kavuşabilir. Ve yine bizi mesut netice ve mazhar etmiş olduğunu şükran ve minnetlerimle en mutlusudur gönül. Bu mertebeye ulaşabilmiş olmanın bahtiyarlığı içındeyim, hiçbir karşılık beklemeden sevgiye hizmet ederim bir damla meyi için. Başaklarına sam yeli vurmuş oysa tanıştırmak o kadar önemli ki insan yanındaki güzelliklerine görüşlerim. Her şeyi saklamış, sizin için ödünç aldıklarımı gece. Uzun süren düşünce ve fikirlerin sonucu refine edilmiş hazinen. Katılırsınız, katılmazsınız o ayrı ama sanırım sıkıştırmak için duygularına düşündürecek sizi. İçindeki okunmamış caziben, sevgin ve sihrin kadar kavi değildir suretin her vakit, her şeyden evvel az zaman içinde.
Demli bir çayın tam zamanıdır...
Aklımdadır içeride olanlara çok cimri yanınla ruhlara saadetler verir mi duaların buyurdu Şahım. Şart koşup duruyorsun hayata, hergele gibiyiz hepimiz asık yüzlerımiz kime rakip dedi Pirim. Şems vakti g/özleri g/özlerine değen gözleri özler maşide yüreklerin duası dedi Mirim. Zamanı fırıldak gibi çevirir inşirah tadındaki aşıklar, gidecek miyiz, diye sormazlar engin gönüle estiğini görünce dedi Meczup. Ne denir ozan gönlü bu, hatırlatır bunalmış gördüklerinden, umduğunuza değil, bulduğuna razı olacaksınız sevgiyle dedi Zahit. Hadi uğurlar olsun, sesler yankılanır aciz yanına, aziz hazzın yüceleriyle aklın sırrı düşer gecenin çobanlarına dedi Hırkasız Derviş. Yıkılmış mahallelerınde yok olmuş ömre değer anılar değilmiş. Birer çay içelim, içınde hayat sürdüğün gönül evınde, ne olmuş bu şehrine dedi Fakir. İçimde hüzün başlar cömertce, özene bezene sızlanan yanına rıza göstererek geldim dedi Garip Çoban. İnsan beton evlerde hissiz, lezzetsiz desensiz kalmış duygular dedi Miskin. Kalbi gezenler sırrı gizler, bundan sonra ki şaşkınlığı, bu günü çok bekledim dedi İhtiyar Bilge. O günlerde b/öylesi bir baş dönmesi, sarhoşluk gezmeye başladı, bu sonsuz bilmeceyi gel çöz mananda dedi Aklı Kıt Adam. Her dem bağrında, hem evliyayı, hem yetimi barındıranlar rüyandan uyandırır şevkile dedi Deliler Şeyhi. Farkında mısın, kimse tutamaz gayrı uçurtmanı göklerinden dedi Aşk.. y.ed
Engin DemirciKayıt Tarihi : 8.7.2015 16:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şems-i Mevlana Divan-ı, O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? Bülbül eder ah-ü figan, Ortalığı kaplar duman, Hasret ile yanan bu can, Hakk’tan geldi Hakk’a gider. Yunus Emre

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!