Telefonun sesi gecenin ilerleyen saatlerinde acı acı çalıyordu. Gecenin bir yarısıydı, bakılmalı mıydı, tam karar verememişti. Ama çalan telefonun sesi durmak bilmiyordu.
Evin hanımı çaresizliği yaşıyordu. Acaba şehir dışında bulunan beyi miydi? Yoksa acı bir haberin işareti miydi? Bilemiyordu.
Çaresizce yatağından besmeleyi çekerek telefonun yanına doğru ilerledi. Çok yorgundu. Oldukça geç yatmıştı. Günlük okuduğu Kuranı kerimi okumaya gayret etse de, gözleri dayanamayıp kapanıyordu.
Gün içinde salça kaynatmıştı. Kolay değildi, 200 kilogram salçayı temizlemek, ateşini yakmak, kaynayıp kıvamına gelene kadar karıştırmak, sıçrayan sıcak salçaların kolları yakması da çabası tabii.
Dağın üstünde:
akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var dağın üstünde.
Bugün de:
sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti bugün de.
Birazdan açar
kırmızı kırmızı:
Devamını Oku
akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var dağın üstünde.
Bugün de:
sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti bugün de.
Birazdan açar
kırmızı kırmızı: