Eylül gene geldi hazin tebessümüyle
Sararıp solarken yapraklar
Kısalan günlerin güneşinde
Göçmeye hazırlanan ılık iklimlere
Çalışıyor yolcular belli etmemeye
İçlerdeki tereddütü yeni seherlere
Otur oturduğun yerde be kadın!
Diyorsun da...
Oturup ta ne yapacağım ben-
Elim tutar, gözüm görür
Zekam ise pırıl pırıl işler ilken?
İçindekileri anlat bana gözlerinlen
Dudaklar tatmıştır yalanın iksirinden
Kalplerin sırlarını, bakarsan yüreğinlen,
Okumak mümkün gözlerin derinliğinden.
Gözler aldatmaz boğsa da buseye dudaklar
Gün olur da unutursam
Beni ben yapan güzel şeyleri
Açıp okuyun dostlar sayfa sayfa
Kelime kelime kaydettiğim defteri.
Anımsatın sönen belleğime Ben’i.
Haberin var mı, Nutuk yasaklanmış?
Okunmasın diye okullardan alınmış.
Türkiye pandemide destan yazmış
Bilmem kim Altun da bunu kaleme almış.
Gözyaşlarıyla elvedalar
korku ve ümitlerle karışır
raylar çakıl toprak kat ettikçe
dere tepe bulutlarla yarişir.
Güneş gizlenir, ay doğar
Beni en çok, Galata Kulesinden
İstanbul’u ruhuna sırma sırma işlerken an –
Hani o, kendinin de inanamayıp
Asırlar sonrası uyanmış gibi
Rüyalara gömülmüş derin bir uykudan
Hayret dolu gözlerlerini oğuştururken. . .
Bugün yine gelmiş, geçmiş, sonu gelmeyen
Kahraman, vatansever şehitlerimiz için
Özlem ve rahmet ile ağlıyorum.
Babasız kalan binlerce mazlum yavrulara
Dünya'ya gelince babalarını göremeyeceklere
Evlat acılarını kalplerine gömüp de,
Kapı kapanıp geride kalan sen olunca
Hayatının baharını yaşadıktan sonra
Alışılmış abes laflar ve vedaları ile
Bırakırlar seni yalnız beyaz bir denizde.
Anımsarsın, bazıları ağır bir sis ile kaplı,
Verimli hayat dolu günlerini yutan yılları
💦💜💦💜💦💜💦💜💦💜
Söylenen bir söz değil –
Zira çok az söylendi;
Küskün bir bakış bile değil –
Zira bakışlar kaçırılmakta.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!