Leyl kuşatmış zamanı, güneşi çalan hırsız
Fecr-e yakın saatler, gökyüzü yıldız yıldız
Saatler hırçınca -tık tık- zihnimde çalıyor
Zamanı izahatte, yalnız, aciz kalıyor
Bu sürgün, bir başka, anlamı farklı
Mâzîyi kuşatır, âtiye tutsak
Zamanın dilinde, yarınlar saklı
Ölüm yaklaşıyor, her lahzada bak
Ân bu ândır derler, fırsat bu fırsat
Yağmurla ıslansa, yüzüm bir anlık
Hüzünler ağlaşır, o dem kanımda
Güneş hükmetse de, günüm karanlık
Ölüm etrafımı, sarmış zanımda
Bugünü târümar, yarını meçhûl
Uzun, kıvrımlı, inişli ve çıkışlı yol misalidir hayat...
Benim de öyle hayatım
Öyle düşüncelerim var işte
Uzun, kıvrımlı, inişli ve çıkışlı
Ve
Ey cennet ülkesinde, ölümsüz anıt şehir
Firdevs sokaklarında, yanar nurdan lambalar
Yaşamın, melekleri kıskandıracak iksir
Sana tanzim edilmiş, en mukaddes rüyalar
İnkisara düşmeden, umutla senden başka
Hani kimimiz var, Allah’tan gayri
Şu ekseni kaymış, dünya virane
Dostluklarda yalan, gördük ekseri
El-Bâki ismiyle, bir ’O’ tek tane
Onunla oldu mu, ne gam ne tasa
İçimde büyüttüm sensizliği
Nice düşler kurdum ben
Bir gün gelirsin diye rüyama
Gecenin sessizliğinde yazdım sana dair mektuplarımı
Sensizken, sessizce....
Malım, mülküm var deme, varsa iman ve namaz
Allah'la olan bağdır, kurtaracak imtiyaz
Ağustos/2015
Nur berraklığında gelen bir ışıltı bu
-Ümmeti Ümmeti- diye canan can
Kana yâr damlatan
- Vemâ erselnâke illâ rahmetellil’ âlemîn- buyrulduğu
Mâsivâya rahmet saçan Sevgili (sas)
Elinde ölüm çanı
Emir bekler Allah'tan
Yakalar sürpriz ânı
Anlamaz ahtan, vahtan
Kim bilir hangi vakit




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!