Şu hazret, zat, şu bilimci, şu sanatçı
Ne de erişilmez kılınmış gözümüzde
Hayatımızı yönetenlerin bilmem kaçı
Boş ilimle ömrümüzü boş tüketmekte...
Sabah sürprizi yapmış arkadaşlar
Miss kokulu dağ kekiği toplamışlar
Yanına sarı kantaron da koymuşlar
Masamda vazoyla tablolaştırmışlar
Doğrusu çok güzel bir iş yapmışlar
Van da çarşıda bir sokağımız vardı bir de dükkanımız
Sokağın başında da ihtiyar baharatçı babamız
Kaynardı sobasının üstünde isli demlikte tarçınlı çayımız
Muhabbeti ve sevgisiyle unuturdu dertlerini esnafımız
Seralarda yetişir artık karanfil ile gül
Gül kokmuyor ondan darılmış bülbül
Ona da çare var suni kokular sürülür
Doğala özdeş denir doğal gibi görülür
Sera gazları ile iklim dengesi dürülür
Ağaçlar kesilmiş ormanlar da yakılmış
Bir ağabeyi olmalı insanın
Ana, baba öldüğünde yerlerini
aratmayacak
Benim abim öyle oldu inanın
Biliyorum en ufak bir derdimde o hep yanımda olacak.
Hem meslekdaşım
Yanardağın lavında yetişen bir gül gibiydin
Gönlümdeki yangını harlatan o sevgiliydin
Uçurumdan düşerken tutunduğum dal idin
Anlamlı bakışlarınla boğduğun el kişiydim
İlk gördüğümde seni gençliğime ah düştü
Yediniz yağmaladınız dünyayı doymadınız
Sağlam habitat orman deniz koymadınız
Canlıların felaketi zalim insanoğlu adınız
Katliamdır bu medeniyet diye sunarsınız
Alın medeniyetinizi ve teknolojinizi gidiniz
Şu dünyanın kederini aşkın çilesini
Gece kuytuda gözyaşlarını silenini
Diyemiyorken bir güzele sevdiğini;
Bilirim, bilirim onlar aynı benim gibi
Sarı kantaron çiçeği topladım,
Egzoz gazsız, issiz yaylalardan
Saf zeytinyağı içinde sakladım
Faydalanmaya binbir şifasından
Devayı doğa ve bitkilerde aradım
İçlerine ilaçı doldurmuş yaradan
Uzak diyarlardan gelen yorgun kuşlar
Oralarda pandemiden çok ölen var mı?
Para için insan sağlığıyla çok oynarlar
Aşı, ilaç bedeni zayıflatılmışa yarar mı?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!