Soğuk ve karanlık bir kışta
Yitirdim tüm güzel renklerimi
Güneşe hasret toprağın bağrına
Bıraktım kurumuş tohumlarımı
Toprağın derinliklerine inerken
Yağmur bulutu gözlerimin ardındaydı,
Ruhumun gizli sitemi, sormadın.
Yara bere olmuş bedenimin kızıllığıydı
Gözüne kıpkırmızı yansıyan, görmedin.
Kelepçe vurulmuş dilimin suskunluğuydu,
Hani hasret kokan şiirler var ya
Alev alev yakar her mısrasında
Dumanı yüreğinin içine dolar da
Ahlarını dilinden uçurur sema'ya
Ruhunu bedenden alır usulca
Sokağın dilinden yalnız o anlar,
Kaldırım taşının bağrında yatar.
Delik deşik olmuş hayalleriyle
Savrulup duruyor sokak çocuğu.
Bakışlar altında her gün ezilir,
Gel de bi hasbihâl edelim yıllar sonra yeniden
Hiç hesap sormadan ,kalbimizi yormadan
Suçlamadan ,kırmadan biraz da havadan,sudan
Gel de bi iki yudum çay içelim sahiden
Gel de bi hasbihâl edelim yıllar sonra yeniden
Aşkla bakan gözün, suçlu bakıyor,
“Gülüm” diyen dilin, neden susuyor?
Gönlüm buna artık dayanamıyor,
Gel, otur yanıma anlat derdini
Bu kaçıncı gidiş, saymadım benden,
Sorma !
Sorma yıllar sonra bana nasılım diye
Sen iyiyi mi bilir misin ?
İyiyim ne demek ?
İyiyim demenin ağırlığını
Kangren eden çaresizliğini bilir misin ?
Geçmişten kimi görsem senden, benden, bizden konuşuyorlar Onların bile unutamadığı bizi ben nasıl unutayım...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!