Soy tenini saran benim aldığım çiçekli pazinlerden.Yırtmaçlı bir eteğin belki yok ,o yüzden yırtık dağ eteklerinde yalnızım. Çıkar matem elbiseni, mavi uzaklardan sonra başlayan gri özlemlere.
Çık çırıl-çıplak araların arasına başka çıplak tenleri tanımayı zorlama.Yaşamın durularında durulansın tavırların.Beni kapsam alanına al.Yeni baz istasyonumdan olmalı ki her yerde çekiliyorsun.Sesin yok, sessizliğin var, geçmişin var.Yaşattıklarınla iletişim kuruyorum.
-Senin suçun var mıydı ki…Bırak gidişler utansın çıplak ihanetlerimden.
-Maskeler madalya olmuş bir işlenen hatanın paydası senken. Tüm zamansız kelimeleri, gitmelerin yüklemeni vurgulanan öğe yapma.Böyle dil bilgisi konularında cilveler yapma.Edebiyatçıyız diye sevda çerçilerin de anlayacağı aşk diliyle konuş biraz.
-Evet, sözcükler benliği kirletmesin,temizlik yürek işi,aşk temizliği yüreği de aşar.
Ben sözlerin büyücüsüyüm.İksirimden bir kez iştin ömrüme misafir oldun.
Şimdi efsunlamış sözlerime inanmıyorsun.Şairsin ve sen zaten yazarsın.
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta