Gelip çattı ayrılığın günleri
Yine bu gün yakıyor gönülleri
Bu ayrılık büktü nice belleri
Ölüm biraz ayrılığın dışında.
Ayrılık ölüme gelir katılır
Ben yari darılttım inadım tuttu
San etmem ki o yar beni unuttu
Yaktı beni kara sevda kuruttu
Dallarım yaprağım solmuş gidiyor.
Bülbül cefa görür her zaman gülden
Sana bir nasihat edeyim oğul
Boğulursan büyük deryada boğul
Fakirlikten ister meclisten kovul
Devletin malını çalmadan sakın.
Hiç işin olmasın yalan yeminle
Bende bu başımı taşlara çaldım
Terse döner çarkım şaşırdım kaldım
Atadan anadan intizar mı aldım
Ne bileyim yüzüm gülmüyor işte.
Çaresiz ümitsiz baktım yollara
Felek vurdu ikimizi ayırdı
Ben gurbete yar ele gelin oldu
El sevinip düğün yapıp oynarken
Gene bükülen benim belim oldu.
Beni can evimden fena vurdular
Para hoş geldi gözüne
Hile karıştı özüne
Birkaç cadının sözüne
Uydun gittin bu yalan mı.
Ben mi yazdım ki yazını
Doyamadım Çarşamba ilçesine
Karşı geçe ne beri geçesine
Ömür değer köprüden geçişine
Bir eşin bulunmaz azdır Çarşamba.
Yeşil ırmak ayvacıktan boyunca
İşi gücü ara bozmak peşinde
Kalıbına baksan insan biçiminde
Oynatmak için alem içinde
Burnuna zincirden halka takmalı.
Arkasından ele kuyu kazan
Ben o yarin ayvasıyla turuncun
Taşa tutsam acep bana düşer mi
Elime geçeni dişlesem yesem
Bilmiyorum yar darılıp küser mi.
Nazlı yarin meyveleri turfanda
Dertler gider kalır izi
Kalır elin acı sözü
Yalan dünya kandır bizi
Boş boşuna eyle gider.
Gülü kurur kalır çalı
beğendiğim en usta şairlerden Ferhat Akın benim için şiir denince vazgeçilmez