Kardeşim!
Üşümek dökülürdü avuçlarının içine,
Yorgunluk baş ağrısı dolardı bazen boynuna,
Beyaz kazaklı gölgen düşerdi odama,çisil çisil…
Kardeşim!
Ne idam mahkumu anlar,
Ne de ipi çeken cellat bizi..
Ne mayın tarlasın da deli,
Ne de çığ altında kalmış biri...
Ne savaş için de asker,
Ne ölümü bekleyen hasta,
Nerdesin?
Hangi yıldıza bakıp, hangi dileği tutuyorsun? ..
Nerdesin?
Hangi şehirde ağlayıp, hangi şehirde gülüyorsun?
Nerdesin?
Gözlerin hangi renk? Ela mı? yeşil mi? mavi mi?
Ne zaman aklıma gelse o adam...
Gökkubbeyi yırtasım gelir!
Ne zaman düşse peşime arkamdan,
O adamı öldüresim gelir!
Ne zaman gözlerim kaysa o günlere,
Gönlümün çıbanı kanar...
Sabahlar olur kuru ve yalnız,
Sabahlar olur,durgun ve düşünceli....
Sabahlar olur,güneş doğmak istemez gibi!
Sabahlar olur,
Bir dilenci,
Bir yokluk,
Ellerim sonsuz yalnızlıklar kucaklar şimdi,
Gözlerim elemli yaşlar akıtır...
Rüzgarım dağıtır saçlarını,
Hayalin uçuşur her yanımda..
Sen allarım güllerimsin,
Geçen her anım günlerimsin...
Dalıp dalıp gidesim geliyor
Gözlerine!
Alıp alıp sarasım geliyor
Ellerini!
Koyup koyup yatasım geliyor
Dizlerine başımı!
Gökyüzünün maviliği düşmüş,gözlerinin içine...
Yemyeşil ovalarda,küçük kırçiçeği gibisin,
Rüzğar seni salladıkça,benim dalım kırılır...
Teni bahar kokan sevgilim!
Ben karanlık seslerin içinde kalmışım,neredesin?
Bedenim çatlamış,kavrulmuş!
Bir tren garında buldum,sana doyana kadar bakacağım
pencereyi...
Saçlarına karlar yağdırdım,
Gözlerine sürme çektim,
Bir gülümsettim ki o an,
Koşup boynuna sarılasım geldi!
İpekten dokunmuş bir halıdır benim ülkem,
Bir yanı Anadolu yakası,bir yanı trakya yakası...
İpekten dokunmuş bir halıdır benim ülkem,
Bir yanı fakir desenli,bir yanı zengin,
Bir yanı ise desensiz....
İpekten dokunmuş bir halıdır benim ülkem,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!