Akşamlardan bir akşam,
Bil ki değil bu akşam.
Bu akşam sırılsıklam,
Sana yandığım akşam.
25.09.2016 Kırıkkale
Ben Fırat, sen Dicle,
Basra’da buluşmak ümidiyle...
(19.01.2012 Sivas)
Kızıl ufukları dolaşıp bir sabah,
Çıkıp gelirsin aniden bir gün belki.
Ya da güneşi selamlayan bir kuşluk vakti,
Saçlarına sakladığın baharla beraber.
Sevilirken heybetli dağlar gibi mağrursun,
Hüzne aldanmış bir yanık defterde,
Resmini yıllardır saklıyorum gel.
Aşkın çilesine düştüğüm yerde,
Gülümü sen diye kokluyorum gel.
Ben sık ormanlarda bir iz ararken,
Bilemezsin ne zordur, böyle bir şiir yazmak,
Her harfinde yeniden ipe çekiliyorum.
Mimiklerim yabani, göğsümde paslı bıçak,
Aklım pazar yeri ve hayat manadan uzak.
Karanlığın kalbinden doğarak usul usul
Belirsiz bir hengâma ağardı tanım benim.
Birdenbire elimi seni yazarken buldum,
Ne güzel şeymiş Dilâra, seni yazabilmek.
Neydi gururumu bir mum gibi eriten şey,
Ne oldu da bir anda sesini özler oldum.
O ıssız limanlara demir atar mıydım hiç,
Bileydim denizlerin sende durulduğunu.
Dilâra! Kanma duygusu eksik nağmelere
Sen o yavan şarkılara ilham olamazsın
Senin hüznün ıslak ve sessiz bir sonbahar
Sen kızgın çöle çiçekler açtıran ilkyazsın
Renkler seni boyamaya muktedir değildir
Sen siyahtan daha gerçek beyazdan beyazsın
Dilâra! Ebruli bir rüyada yüzüyorum
Şahittir her gece mehtabı bekleyen deniz
Ay bakışlı o deniz gibi uçsuz ve derin
Çağırdı beni çöller ülkesinden gözlerin
Gözlerindir diyorum çağ kapatıp çağ açan
Dağların doruğuna bahar tohumları saçan
Buldum işte seni bir ay batımında,
Ötesiz enginlerin en ucunda buldum.
Gölgelenirken bir ulu çınar altında,
Mağrur dağların yamacında buldum.
Çiğdem çiçeklerine ruh üfleyenden,
Dinle bir yaz akşamı cırcır böceklerini,
Akşamın sarhoşluğu gönlüne dolmadan gel.
İncitme yeni açan çiğdem çiçeklerini,
Gün ağarmaya yakın, sabaha kalmadan gel.
Görünür yaylaların al yeşil elbisesi,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!