Ne kadar kirliyiz değil mi
Yıkasak da çıkmayan bir leke gibiyiz bu dünyada
Kurutup çürüten bir virüs gibiyiz
Sorsak hepimiz çiçek gibiyiz
Yan yana geldiğimiz de birer sinek kapan oluyoruz
Karalanmış bir sayfa gibiyiz
Havada çok keskin bir koku var bu gün
Sanki kar yeni düşmüş toprağa
Yağmur yeni yeni çiselemeye başlamış gibi
kükürt gibi bir koku acı
Tıpkı insanların sözleri gibi
Keskin, bıçak gibi
Yarı delirmiş bir haldeyim
Bazen varım bazen yokum
Kimi zaman açım kimi zaman tokum
Sevdiğim gözümde sanki bir lokum
O kadar yorgun olmama rağmen zor duruyorum ayakta
Sanki gelecekmişsin gibi gözüm hala sokakta
Bir damla su kalmamış bu damakta
Ama yine de hasretim senin kokuna
Kızgın kumlarda yürüsem bana mısın demem
Bir çift sözüne kül olur bu beden
Seninle bu gün karşılıklı çay içebilirdik mesela
Güzel iki çift laf ederdik
Biraz pencereden bakardık
Hayal kurabilirdik mesela
Mutfakta bir aş yapardık mesela
Ne kadar çok sevmişim seni, ne kadar çok
O kadar çok sevmişim ki seni artık kendimi sevecek gücüm yok
Anlattıklarım yalan geliyor sana, abartı...
Anlatmıyorum o yüzden kafan şişmesin
Ama yazabiliyorum, belki merak eder okursun
O kadar çok sevmişim ki seni
Neredesin benim ey kaşları karam
Gözleri bana parlayan
Yetmedi mi bu hasret
Bitmedi mi bu çilem
Neredesin sen ? Nereye gittin
Ben seni beklerken bittim
Aşk dedikleri neydi ki acaba
sigaramı içerken başladım düşünmeye
düşerken gökyüzünden yağmur taneleri
zaman ne çabuk geçti o zaman anladım
Yüreğim Yangın yeri
Kalbim uçsuz bir diyar
Ömrüm çocuk oyuncağı
Bir tek sana olan sevgim kaldı ölümsüz
Konuşuyor sanki benimle şarkılar
Derin sözler çarpıyorlar yüreğime
En hırçın dalgalar gibi parçalıyor yüreğimi
Kızgın kuma çıplak ayak basar gibi yakıyor yüreğimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!