Ben aşık oldum mu;
Ankara'sına vurgun oluyorum biraz,
Dile derman;
Dermana ise dertler az..
Kaçmaksa niyeti,
Gidiyor benden;
Adım adım oldu her bir yaşantım..
Az düşmedim sıra boyu
O ilkokul öğretmenim; hep bir aşk havası olmuştu bende
Sonra adımlarım büyüdü
Büyümüş hatta ben fark eylememişim…
Orta okul çağları…
..ve bir aşka hapis olunca insan,
gardiyanının santim santim çizgilerinde kayboluyor..
ikliminde yaşamak varken iki kişilik bir oyunu;
insanın kalbine kar topak topak yağıyor..
ey insan,
şimdi aşkı sana ne tarif edebilirim
ne de taklit eylemlerine başvurabilirim..
en özelinden "merhaba"larıma,
en derininden "nasılsın"larıma
denk düşüp;
Zamanı anlattılar bana.. Dün ve dünden bir önceki gün. Ve daha önceki günlerde.. Yani geçmiş zaman eylemlerinde..
Zaman kötü değildi. Lakin siyah tarafını yaşattılar çoğu zaman. Bana soracak olursan, ben istememiştim karanlıkları. Acı bana diye anlatmıyorum asla sana bunları. Bunların hepsinin buruk da olsa bir anısı var. Ve bunları yaşattılar çünkü; yaşadım.. Ben istemedim ama yaşattılar hepsini.. Acısını ama tamtamına gerçeğini yaşattılar..
Günbatımını göstermediler bile biliyor musun? Yüzdürdüler denizlerde ama hep okyanuslarda boğdular beni. Ya da bunu hep öyle bildiler onlar.. Kimse sormadı ve ben de kimseye anlatmadım.. anlatsaydım da çok bir şey değişmeyecekti. Çünkü değiştirmek istemeyecektim ben yine.. Nedenini sorma. Soracak olursan içinden çıkmayı bırak, içine bile tükürmeyeceğiz çünkü..
bir deprem gibisin aşk!
aslında bir kere tam vurup,
yıkıyorsun insanı..
sonra artçıların geliyor;
hepsi ufak tefek kıpırtı..
aklıma çok gelme!
sana bir şiir yazarım,
kaybolursun dizelerinde..
bak;
dizelerimle döverim seni;
hiç bir şey ispat edemezsin..
Sana sesleniyorum, kulaklarını tıka istersen.. Bir gün mutlaka yüreğinde hissedeceksin; haykırışlarımı.. Alev alev saracak seni, yanacaksın. Yanacağız Anadolu'dan Trakya'ya..
Beddua diyecekler bendeki gerçeklere.. Geceler boyu sayıklayışlarım, elbet bir gece içine işleyecek.. Sabaha hep bir soluk uyuyacaksın. Uyuyacağız Adalya'dan Marmara'ya..
Seni sana şikayet eder gibi, umursamazlıklarını anlatacak yüzüne hikayelerim. En cafcaflı, en dertli, en isyankar kelimelerimi sana sakladım.. Aşka sitem okuyacaksın. Okuyacağız şaraptan rakıya..
Bu şehre tutuklu kalacağımı sanıyorsun sen;
Senin için,
Seni sevmek için..
Şehri iki tarafa ayırdın sen,
Uçsuz-bucaksız kenarlarına;
Bıraktın beni ışıksız-yolsuz sevdalarına..
havada kar
ve biraz rüzgar
şimdi hayatımız gemiler
ile limanlar..
sana sığınmak güzeldi amma
şimdi gemiler sapasağlam
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!