Çıkardım koynumdan gençliğimi astım duvara,
Yer kara, gök kara, bahtım kapkara,
Sanki ben gençliğimi değil, benliğimi astım duvara,
‘Geçti dost kervanı eyleme beni’ şarkısı yoruluyor dudaklarımda,
Ellerim kupkuru, kırış kırış, yaşlı mı yaşlı,
Ninemin devleri hep yedi başlı.
Acaba masalların var mıdır bir gerçeği?
Sorardım hep kendime, sen düşünce düşüme,
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde,
Büyüttüm çocukluğumu feleğin beşiğinde,
Dün gibi hatırlarım, bu gün çocukluğumu,
Her gece yokluğumda aradım yokluğunu.
Kaf dağının ardında ararken gençliğimi,
Anka kuşuna yoldaş olmuştum ben o gece,
Demir pençeli kartal konunca pencerene,
Kaf dağının ardında bulmuştum gençliğimi.
Ne de çok mutluydum ben, annem babam genç iken,
Sen daha çocukluğun gülen gözleri iken,
Onlar da çıktı gitti evvel zaman içinde,
Develer tellal iken, pireler berber iken.
Tahtadan topaçlar yapardı bana dedem,
Babamın beşiğini şıngır mıngır sallarken,
Daha dün rüyama korku salan o devler,
Eşiği atlarken düşünce annem,
Yandı, bitti, kül oldu.
Masallarla başladı masalların masalı,
Gün bitti, gece bitti, söndü gaz lambaları,
O paslı duvarlarda bıraktım aynaları,
Eskidi aynalarda çocukluğum, gençliğim,
Gidenlerin ardından bakakaldı hiçliğim.
Kayıt Tarihi : 1.4.2022 15:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!