Yaraların iyileşti mi, evlat?
Ben yaralarım iyileşti zannederken,
Başka yaraları görünce
Kendi yaralarımı da unuttum, evlat.
İnsana bir insan lazımken, evlat,
Kendi yarasından vazgeçermiş insan,
Yarayı değil, sessizliği sararmış zamanla.
Bazen susmak, en gür haykırıştır evlat,
Dilin değil, kalbin konuşur o an.
Gözlerinden dökülen yaşlar değil,
Yüreğinden akan sızı yakar insanı.
Geceler uzun, düşünceler yorgun evlat,
Ay bile utanır bazen karanlıktan.
Bir ışık ararsın, bulamazsın,
Çünkü en derin gece, içindedir insanın.
Yalnızlık öğretir sabrı evlat,
Sabrın içinde büyür bir yara izi.
Ne kadar geçse de vakit,
Bazı acılar eskimez, sadece susar.
Bir gün anlarsın, evlat,
İyileşmek unutmak değildir.
Sadece kabullenmektir,
O acıyla yaşamayı öğrenmektir.
Ben seni anlatamadım hayata evlat,
Hayat da seni anlatamadı bana.
Bir yerlerde hep yarım kaldık,
Bir cümlenin noktasını koyamadık.
İnsan, özlemiyle yaşar evlat,
Kırık bir kalpte büyür sevda.
Bazı yollar geri dönmez,
Ama izleri hep kalır arkada.
Her sabah aynı güneş doğar, evlat,
Ama her kalp farklı donar.
Isınmaz bazı ruhlar bir daha,
Ne kadar dua etsen de yanmaz.
Bir gülüş yeterdi bazen evlat,
Bir dokunuş, bir kelime...
Şimdi bin ses içinde susuyorum,
Çünkü senin sesin yok diye.
Zaman geçer, insan değişir evlat,
Ama bazı acılar yerinde kalır.
Kimi sevdalar ölmez,
Sadece başka bir bedende anılır.
Ve bir gün geldiğinde bana, evlat,
Yaralarımı sorma artık.
Çünkü ben, o yaralarla yaşamayı,
Senden öğrendim, evlat.
Kayıt Tarihi : 8.11.2025 19:41:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Oğul



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!