EV ŞİİRLERİ

EV ŞİİRLERİ

Mehmet Tevfik Temiztürk

Tükendi biliyorduk, demek ki nesli varmış,
Zulmümüzden kaçmış ki, tek bir üyesi kalmış…

Yaşaması onurdu, varlığı gururdu,
Asıl ev sahibiydi, ölmese ne olurdu…

(2013)
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Boynuzdan ev eşyası, Rabbimiz kıymet vermez,
Kandan hava bassan da, müminden rağbet görmez…

Sadece nefsin doyar ve şahsın kibirlenir,
Gergedan boynuzudur, günahın keskinleşir…

(2012)
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Fare fark edilmezmiş, eşya fazlalığından,
Mobilyanın faydası, merhametten, vicdandan…

Hayvancıklar yerleşmiş, soy sülale sürdürmüş,
Ev sahibinin hâli, fareleri güldürmüş…

(1996)
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Senin yerin ahırda, tedavülden kalkmışsın,
Programların da bitmiş, raftan kaldırılmışsın…

Dersem de hiç inanma, suç tamamen şahsımda,
Oturduğum ev ahır, derdim başka anlamda…

(2009)
..

Devamını Oku
Aydın Bircan

Şairlik bana göre değil
Önce;
ekmek parası...
Sonra;
ev kirası
ve
ve
..

Devamını Oku
Gülsevin Eren Güngör

Herkes gitmiş…
Issız ve sessiz tepedeki ev.
Söylenecek bir şey kalmamış…
Soluk, yıkık duvarlar arasında soğuk rüzgarlar esiyor şimdi.
Herkes gitmiş…
Bir kişi bile yok bugün onlardan söz edecek.
Söylenecek bir şey kalmamış…
..

Devamını Oku
Tuğba Kocakaplan

Küçükken mereakım vardı;
Annemin neşesinden yankılanan
bir türküde geçiyordu...
Hatta sokak sokak dolaşıp sormuştum;
'Bu telgrafın telleri nerde? ' diye...
Kimse bilmiyordu
ama annem söylüyordu...
..

Devamını Oku
Husam Hasret

İlk günden benim için gam kahra battın anne
Dediğin her ninniye göz yaşı kattın anne
Ev eşiğimi, çoluk çocuğumu görmeden
Ne yazık bu hasretle toprakta yattın anne

Sen gideli esmiyor başta hoş hava anne
Ne de bu dertlerime vardır bir deva anne
..

Devamını Oku
Kazim Özdemir

Biratî ev e?

Tu sixtekarî, xayînî, ji min ra dibêjî 'bira'
İnkarîya min dikî, didî ber kuçik û kevira
Heq û hiqûq nasnakî, xiraptirî ji gawira
Ma ev biratî ye, tu hakimî û ez wekî êsîra

..

Devamını Oku
Vedat Sümbül

Zeyyat Şahin'e

Her yolculuk evsizlikten olma
Evi olmayan tutunamaz aşka
'Evlere aşk gerek' aşklara ev...

Hangi merdiveni tırmansam, göğsüm kekik kokulu,
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Tasavvur edemiyor inkâra yöneliyor,
Aklı algılayamıyor yaşıyor ve ölüyor…

Ardından gelen de var inkâr daima moda,
Kalp yok, ruh çalışmaz ev penceresiz bir oda…

(2015)
..

Devamını Oku
Hülya Ekmekçi

(Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi- Aralık-2009)

Seninle tanışmamızı düşündüm. Bir bayram günü beş altı yaşlarındayım, babaannem ve dedemi ziyarete gelmiştik. Oturduğumuz evden çok farklıydın. O yaştaki çocuk gözüyle bile bunu fark etmiştim. Açıp kapatmaya boyumuzun ve gücümüzün yetmediği o büyük ve heybetli kapıların, sur gibi yüksek duvarların, bugün hâlâ aklımda. Ha, bir de o yıllardan kalan en unutamadığım şey, iç avludan yukarıya çıkan taş merdivenin kenarına sarılan mis kokulu hanımeli çiçekleri, babaannemin nefis yemekleri, renk renk bayram şekerleri.

Seninle tanışmamızdan tam üç yıl sonra sevgili babaannem çok ağır hastalandı. Kısa bir süre bizim oturduğumuz evde kaldı. Bu süre içerisinde onunla çok şey paylaştık. Bize sürekli “kaçkaç” yani seferberlik olaylarını anlatırdı. Cumhuriyet kurulmadan önce Adana’yı Fransızların işgal ettiği günlerde, Fransız askerleri, konağın içine kadar girmiş, yukarıya çıkmışlar, kundaktaki bebekleri görünce kimseye dokunmadan çekip gitmişler. Babaannem gözyaşları içinde her zaman anlatırdı bize bu olayları.
Şükürler olsun düşmanlardan kurtuldun, Cumhuriyetin kurulmasına da tanık oldun.

..

Devamını Oku
Gülseven Aksoy

Yalnızlığa alışmış insana
Çok da koymaz ayrılık..

Yalnızlığı ev sahibi,
Beraberliği ise
Misafir gibi görür çünkü..

..

Devamını Oku
Ender Pehlivan

“Baba ev sahibi geliyor”
“kapıyı kilitle, perdeleri kapat oğlum,
evde yok sansın..”
Tam altı yaşımda anladım
Perdenin ve kapının önemini…

Yaş 27;
..

Devamını Oku
Necip Akif Zarifoğlu

Gözlerin, kıyafetlerin, oturduğun ev
Hatta ayakkabı ve çantan çok güzeller...
Ama görüyorum ki kalbin o kadar güzel değil küçük bayan.
Önümden çekilir misin?
Papatyamı görmemi engelliyorsunuz
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Ev dolusu uzaylı, minderde yatıyorlar,
Ayağımla itsem de yataktan inmiyorlar…

Dört yavru doğurmuşlar büyütmek zorundayım,
Merhametin gereği onların yanındayım…

(2001)
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Salona koymuş olsam bir de açıp izlesem,
Hep kısa kısa ara bu yüzden dinlenemem!

İmalarım da başka suç daima şahsımda,
Ev de bulamamışız, yaşarız tandırlıkta…

(2009)
..

Devamını Oku
İsmail Özabacı

‘ ev’ arkadaşın olur eğer yalnızsan...’kapı’ komşun olur eğer bir saat onla konuşursan…
‘darmadağın’ olur evin hayatın gibi eğer sen hayatsan…’baş ucunda’ olur eğer hastaysan
‘yorganın’ olur eğer sen derin bir uykudaysan…ve eğer yorgunsan sana bir bardak’ çay’ olur.
En zor anında ‘can’ olur kalkmakta zorlanırsan…’gözün’ olur görmüyorsan ve ‘sesin olur duymuyorsan…bazen bir ‘dost’ olur konuşmak istiyorsan bazen bir ‘arkadaş’ yaslanmak istiyorsan ve bir ‘omuz’ olur ağlarsan…
Ama ‘sus pus’ olur sen susarsan, en büyük sırrını tutan ‘küp’ olur anlatırsan…
Bazen ‘işin’ hayatın olur, yaşamdan zevk almıyorsan…’gökkuşağın’ olur sen güneş açarsan…’gülümsemen’ olur kahkaha atarsan…’bayram sabahın’ olur yaşarsan…hayat bu ya işte!
Olurda bir gün birine ‘aşık’ olursan…’ geride kalan’ olur…’giden’ olur yanından.
..

Devamını Oku
Münevver Şenol

Varlıktan yokluğa düşmek nekötü
Kardeşim münire benden daha şanslı,henüz 3 yaşında olduğu için varlığında yokluğunda farkında değil,ama ben ilk okul 3 e gidiyorum,varlığı yaşadığım için şimdiki sefalet ağırıma gidiyor,üsküdar sultantepe deki köşkün,tarasının camından denizi seyrederken,şimdi penikteki gecekondunun,bombelenmiş kotürapilak tavanından yıldızları seyrediyoruz,oda yetmezmiş gibi,mahallede nekadar kedi varsa bizim tavanda,galiba tekiri dövmeye gelmişler ama kolaymı öylebir bağırıyorki sormayın,annem hergün köyden gelen,tarhanayı pişiiyor,sabah arhana,öğlen tarhana,akşam tarhana,artık t harfini bile duymak istemiyorum,haftasonlarının gelmesinide,nedenmi? odunumuz yok ev soğuk,annem -Kardeşine masal anlat oyala yatağın için den çıkmayın kardeşin küçük üşür hastaolur diyor,iyide ayı masalı dinlemekten bıkıyor annemde -Uydur,uydur anlat diyor ama aklıma birşey gelmiyorki,kardeşimde -Öf be sıkıldım diye kalkıyor,tabi annem gene bana kızıyor,Evcilik falan oynayın diyor,hiç yatağın içinde evcilik oynanırmı? pazartesi olsada okula gitsem diyorum,ama o zamanda çantama koyduğu torbaya yolda bulduğun çalı çırpı yı topla sobamızı yakarız diyor bende arkadaşlarımdan önce çıkıyorum evden daha çok inşaatlerin etrafından tahta parçaları buluyorum,okulun bahçesinde kuytu bir yer var oraya saklıyorum çıkıştada alıyorum,eve dönerkende,öbür yoldan dönüyorum başka yakacak bulmak için,birde aksilik işte ayakkabımın altı delinmiş su alıyor,ayaklarım üşüdü buz gibi birde buruşmuş tıpı baba annemin ayakları gibi olmuş,ama annem gene bana kızıyor -Seksek,oynamışsın bak sağ ayakkabın delinmiş diyo,halbuki oynamadım vallahi,babam karton kutudan ayağımın kalıbını çizip ayakkabımın içine koydu giderken kuru yerlerden yürü diye tembihledi yağmur yağıyor kuru yer olurmu? akşam eve geldiğimde ayaklarım sırıl sıklam babamın koyduğu kartonda ıslanmış,annem battaniyelere s ardı birde sıcacık tarhana çorbası,ama bu sefer hoşum a gitti,bana yeni bir ayakkabı alınana dek okula gitmiyeceğimi söyledim,annemin aklına onun arkadan tokalı siyah ayakkabı geldi aklına annemin ayağı küçükübana tenefüse çıkmassın öğretmenine hastayım üşüyorum dersin dedi bende öyle yaptım ama öğretmenim,-Bak arkadaşlarının birşeyi kaybolur senin üstüne kalır,sen eniyisi korüdorda bekle dedi çıktım okulun en yaramaz çocuğu asal -Aaa annesinin papuçlarını giymiş diye ayağıma bir çelme taktı kendimi yerde buldum ayakkabıda ayağımdan fırladıtabi,oğlanlar topgibi bir birlerine atarken ben hıçkırarak ağlıyorum biryandanda annemin ayakkabısını almaya çalışıyorum zil çalınca bıraktılar,ben sınıftan çantamı aldığım gibi eve geldim,annemle babam çok üzülmüştü,babam evdeki takım elbisesini götürüp eskiciye verip bana müstamel yani birazcık kullanılmış kolej tipi önden bağlı ayakkabı, birazda yakacak almış ertesi gün okula gittiğimde arkadaşlarım öğretmenimize anlatmışlar olanları oda beni aldı müdürün odasına gittik,dünki olanlara çok üzülmüştü,-Neden bana söylemedin bak ihtiyacı olmayan lar bile okul aile birliğinden yardım alıyorlarbak bir ayakkabı mağazası bağış yapmış hadi beğen birtane dedi -Teşekkürederim öğretmenim babam bana aldı diyince ayaklarıma bakarak -Bumu yeni diyerek sarıldı,benimle oda ağlıyordu,müdüre dönerek,görüyorsunuz değilmi hocam,tok gözlü insan evladı bu işte dedi,çok ısrar ettikleri için kırmızı rugan bir ayakkabbı beğendim kıyafette verdiler bayram yakındı erzak bile verdiler,arkadaşım asal da yaptığına üzülmüş gelip özür diledi,kötü başlayan ayakkabı maceram tatlı bitti 26.10.1970.Münevver Şenol sıcacı tarhana çorbası
..

Devamını Oku
Güngör Solak

Hayat çok degişti bu aralar
Ev iş, iş ev oldu günlerimiz
Gün neydi ay kaçtı unuttuk
Sonu belli olmayan günlere yolculuğumuz

Dünya yanmış,sel almış bize ne
Biz bizi göremez olmuşuz bu aralar
..

Devamını Oku