Okul oldun, ev oldun gençliğime sırdaş oldun
Hayatıma ilk umut, umuduma adres oldun
Geleceğime, ruhuma yol oldun
Baktım ki seni kendimde buldum.
..
Kaybolan tek sen misin? Ey merhamet!
Var mıdır insanda şerden başka his?
En güzel şehrinde ev ev sohbet et,
Bir hazin mevzûdur insandan bahis.
Sanki hiç vâdetmemiş Hak mahşeri,
Sanki mülkün sâhibidir kat be kat.
Hiç düşünmemiş yeri,ulvî gökleri,
..
Düzenlenmiş ev olmuş, bir ahır içerisi,
Tertemiz süpürülmüş, rafların her birisi…
Diyeceksin bunlar ne, şahsım da bilemiyor,
Maden suyu hiç değil, renkleri bilinmiyor…
Süpürgeyle demlense, kahve ile içilmez,
..
Evlerden atılıyor, kedi istenilmiyor
Masraftan kaçılıyor, iyilik itiliyor…
Su, mama sorun değil, bizzat karşılıyorsun,
Barınakları yoktur, buna üzülüyorsun…
Şahsına güvenirler, hepsi de sağlıklıdır,
..
Mahmut kalfa benim Babamdı,ben kendimi bildim bileli herkes ona Mahmut
kalfa derdi ve öylede Öldü.Ama onun yanında çalışan,amele usta oldu,usta
kalfa,kalfada müteahit,? Babam hep kalfa kaldı müteahit Mahmut bey olamadı birtürlü,evler yaptı apartmanlar villalar yaptı övgüler aldı herkesi ev sahibi yaptı şu yalan dünyada kendi evsiz sefalet içinde yaşamanın en büyük
payıda bize kaldı,Annem kızar- Senin hakkın olan parayı müteahit sana veriyor
sen gidip ustanın amelenin maaşını ödüyorsun,senmisin iş veren? bırakta o
ödesin bizde perişanız.Babam,-Bak hanım sen ve çocuklarımız iyi günde kötü günde beraberiz ama onlar öylemi? İnşaatta yattıkları yeri görsen ağlarsın,adamların parasını vermiyor şerefsiz bugün git yarın gel,senin sefer tasına koyduğun yemeği bitiremediğim için beğenmedim dışarda yedim
sandın değil mi? Onlar koca somuna yüz gram peyniri katık ederken ben
..
30.08.15 (PAZAR)
Dün denizdeydik. Kamil Abi, Hüseyin, İbrahim Gülden, Sefer Sarı, Abim, İsmail Gencer. Abdullah Keskin’in Çınarcık Koru beldesindeki yazlığındayız. Bunlar İzmit İmam Hatip Lisesi’nden İlk mezun arkadaşlarımız. İlk mezunların buradakilerinin en küçüğü benim.
Osman Hoca, Hekimoğlu ve bir başka misafirimiz de var. Hekimoğlu bizden birkaç sınıf geride bir arkadaş. Ama bize eklemlenmeyi çok seviyor. Fazlaca cömert. Bir sürü ekmek almış. Domates, salatalık, karpuz, kavun. Mısır pişirip getirmiş. Yemeyip yediren biri. Arkadaşları için her şeyini feda edebilecek biri. Süratli şoför. Lafta da cömert. Gidip gelene dek hiç susmadı. Trafikte makas ustası. Emniyet şeridinden gitmeyi, tehlikeli atraksiyonlara girmeyi seviyor. Yüreğimizi hoplatmayı seviyor.
Sait Babayı unuttum. Okulumuzun meşhur Sait Babası. Kendisinden bir rivayete göre 20 yaş genç kızla evlenmiş. Kızlara not vermekte mahir. 10 numara verdiği kızı babasından istemesi meşhur. Güzel bir eş bulabilmek için halı kursu açmış, kursta tanıdığı güzellik idealini babasıyla tanışmış, kızı ikna edince babasından kızı istemiş. Kız babası oğula istediğini zannettiği kızı için iyi niyet gösterip damadı görmek isteyince damat karşında cevabını almış, bu cevap karşısında adam hiddetlenerek, bu hayırlı işe büyük tepki göstermiş, kız razı olmasına rağmen bizzat kendisine kız isteyen adamı kovmuştu.Ama o vazgeçmemiş, kızın rızası olduğu için onu kaçırmış, sonra büyük masraflarla rızalarını almıştı.
Kamil Ceyhan müftü emeklisi. Genç yaşta imamlıktan müftülüğe sıkıyönetim amirinin emriyle atanmış, uzun yıllar aynı yerde müftülük yapmış, sonra başka ilçelere atanmış ve en son atandığı Artvin müftülüğünde siyasilerin haksız tasarruflarına karşı çıktığı için kızağa alınmış, doğru bildiğini yapmaktan hiç vaz geçmeyen korkusuz biri.
Diğerlerini anlatmayacağım şimdi. Onlar sonraya kalsın. Günümüz nasıl geçti erseniz su biraz soğuktu. Üşümedik desek yalan olmaz. Bu kez iki ünlü yüzücü açılmadı fazlaca.
..
Küçük bir mahallede, iki buçuk katlı ev,
Ev şahsımın değildir, çünkü yüreğimiz dev…
Bunu niçin diyorum, dev olduğumdan değil,
Zaten zerre gibiyim, sen şahsımı bir hiç bil…
Asıl sorun bu değil, bir arıcılık işi,
..
Orda bir ev var uzakta.
O ev bizim evimizdir.
Yatmasak da, kalmasak da,
O ev bizim evimizdir.
Orda bir ses var uzakta,
O ses bizim sesimizdir.
..
ÇATIRDAYAN AİLE
Batılaşma ve zenginleşme ile birlikte aileler çatırdıyor. Karı koca arasındaki iletişimsizlik, beklentilerin yükselmesi, artan refah seviyesinin getirdiği suni ihtiyaçlar, bu ihtiyaçların karşılanmasındaki anlaşmazlık, yaşam şartlarının değişmesi, medyanın kışkırtıcılığı, giderek artan bencillik beraber yaşamayı zorlaştırmakta, evlilikleri sarsmaktadır.
Artan boşanmalar, özgürlük duygusunun sınırsız derecede ileri gitmesi toplumun temeli olan aileyi zora sokmaktadır. Zenginleşme le beraber dünyevileşmenin ileri boyutlara varması kadını feministleştirmekte bu da aileye zarar vermektedir. Medyanın hayatımızın tümünü işgal etmesi, TV dizilerinin yanlış yönlendirmeleri, internetin hayatımıza boylu boyunca girmesi insanı çevresinden koparmakta, sanal dünya gerçek dünyayı karıştırarak yıkıcı bir görev üstlenmektedir.
Dindarlığı ve geleneklerin gelişen teknolojiye ayak uydurmakta zorlanması her şeyde olduğu gibi aileyi de zedelemekte, işleri çıkmaza sokmaktadır. Bu gidişle geleneksel aile yerini batı tipi evliliklerine bırakacak, evliliklerin azalması ve boşanmaların artması, yalnız ve serbest yaşamanın artması kaçınılmaz olacaktır.
Bu gün gelenekselle batılaşmacı hayatın köprüsündeyiz. Gidiş batıyadır. Yüzyıla yakın gidişin vardığı yer burasıdır. Yıllardır batı dizileri ve batıdan daha çok batıcı zihniyetin çalışmaları ile gelinen nokta budur. Eğitim sistemimizin yanlışları, çevre etkileri ve yaşanan yeni hayat tarzı bu yapıyı oldukça kötü sarmakta. Artık son noktaya gelinmiş, kadın da erkek te kendini daha özgür hissedeceği bir hayatı yaşamak için alternatifler aramakla meşgul. Bir yandan bu birlikteliği sürdürürken diğer yandan güvenli bir ayrılık ve yeni birliktelikler için gözlemler yapmakta.
..
Bakışta parlayan özleri olgun,
Sağlıklı isterim olmasın solgun,
Al benisi olan, birazcık dolgun,
İnce boylu boncuk ayşe isterim.
Boncuk ayşe diye mutlak sormalı,
Güzelce yıkayıp belden kırmalı,
..
Ev sahibim demişti, oraya girip çıkma,
Kadın, kız aile var, sakın odadan bakma...
Komşu ev kastedilir, bekârı hiç sevmezler,
Kefilim olmasaydı, selam dahi vermezler…
Çünkü şahsım bekârdır, yanlış anlaşılırmış,
..
Yaşamıştı bu kerpiç duvarlar arasında nice dev
Şimdi hatıralar dökülüyor maziye doğru yavaşça
Belki de gidenlerin özleminde bu eski ev
Aramızdan kaçmak ister gibi, acele, telaşta
..
Ki dıbe hun tünneni
Ev gotın pır güneni
Dıbem xwedê bıtırsın
Kevır nav dıle venı
..
Tandırdık diye geçer, ev otuz metre kare,
Bir de fazlalığı var, ek yedi metre kare…
Bu ek panjurlu alan, balkon gibi bir yapı,
Bir içte bir de dışta, formaliteden bir kapı…
Otuz metre kare ev, yarısını mutfak say,
..
Ev kediye uygunsa, bu işe başlamalı,
Uygun değil diye de, sokağa salmamalı…
Sekizinci kattasın, artık besleyeceksin,
Hiç başlama isterdim, geriye dönemezsin…
O artık senin canın, ailenden birisi,
..
Kimisi var sürdürmekte krallık
Kimisi bir ev bulamaz kiralık
Kimisi var şükretmeyi zül sayar
Kimi vardır gösteremez bir varlık
..
Ez Saidım bume şehit,.........Ben Saidim oldum şehit,.
Jı şehitra mebın meyyit.........Şehitlere ölü demeyin,
Ev kı roja kıyametı,................O kıyamet günü ise,
Her du Saidra dıbe id............Her iki Saide olur bayram.
..
Ev kuracağın belde varoş mu, bir şehir mi?
Ve kullanacağın su, batak mı bir nehir mi?
Emek verip yurduna fidanlar dikeceksin,
Tohumunu iyi seç, zehir mi, panzehir mi?
..
Dalgın bakıyorsun dediler.
Her resminde bir hüzün akıyor.
Yüreğim dedim efendim yüreğimde.
Hüzün ev sahibi, mutluluklar misafirim...
..
hergün yürüdüğümüz yollar beni tanımaz
yaşadığımız ev
uyuduğumuz yatak tanımaz
bir onursuz insan terketmiş çokmu
..