Külrengi, kırımızı ve sarı bir fırça
Gezinmiş gibidir; şimdi Erzurum
Çarşısı; pazarı, çayhaneleri...
Velhasıl sonbahar.. arkasında kar!
Yüreklerde çarpan, bir titrek hüzün
Ufuklara dalan gözlerde sevinç
Çaylara bulaşmış, bir avuç efkar! ..
Söylemesi ayıp, bir köşesinde
Her yüreğin; bir bilinmez sevda var..
Vilayete bakan çayhanede gün
Nerdeyse gençlerin elinde tutsak
Fikrin kırbacıyla dövülüp durur:
'..Niye müçtehit az, halbuki herkes
Hak bilir, yanılır… doğruyu bulur! .”
Çayı yudumlayan aksakallı can
Fikrin kırbacını sarar eline..
Gün'ü okşar, sarar, bağrına basar..
Gözleriyle toplar genç yürekleri
Bir buse kondurur titreyen An’a..
Bir çift söz mü, karanfil mi? ..bilinmez
Hediye ettiği, akla izan'a..
'Kanatlarda akan havayla uçmak
Bil ki kartalda da sinekte de var!
Ama bir sinekten bir kartala yol
Fezayı kateden uzaklık kadar..”
Ufuklara dalan gözlerde sevinç..
Çaylara bulaşmış bir avuç efkâr! ..
Kayıt Tarihi : 10.10.2005 13:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (3)