Neler neler yapmazdım ki senin için
Tel tel saçların için yakardım bu şehri
Avazım çıktığı kadar bağırmak isterdim sana dair her kelimemde
Gözlerimi her açtığımda yalnız sen sen diye yanırdı içim
Ne oldu ne oldu da sırt sırta dönüp gittik o gün o banktan…
Küskünüm o gün bağıra çağıra simit satan simitçiye
Şiirlerimle selamladım seni
Her gülüşünle ağladım
Hani yok olup gitmeyecekti, bu sevda
Alacakaranlıkta göründü ellerin
Son bir kez sallandı
Kaybolmadan evvel
Gün gelir sende başını alır gidersin
Bense yorgun gözlerimle şafak olmasını bekliyorum
Solmuş güllerin arkasındaki gölgeler
Birde sırtımdan vuran şu hatıralar
Ne acımasız bir sondur
Yüklü sevdaların sonundaki yalnızlıklar
Saatler yalnızlığa vurunca
Bir hayalsin artık sen
Ne ellerini uzatabilir
Ne gözlerime bakabilirsin
Her saniyesi isyandan isyana
Sürüklenen anları sezemezsin
Zaman ahire yakın
Yüreğim gaflet ile dalgın
Bahar bile renklerinden bezgin
Kaybolan zaman mı
Ben mi zamana mahkum
Nedir bu beni benden soğutan
Ve gidiyorsun
Dağlar gibi umutlarımı yıkarak
Ve gidiyorsun
Deli dolu bir sevdayı ardında bırakarak
Telaşlı, derinden solurken nefesi
Şarkıların bittiği yerde
Gözlerini usulca çevirme
Ne oldu da dargınsın artık söyle
Nasıl unutursun
Yağmurlu bahar sabahlarında ellerinden tuttuğumu
Nasıl unutursun
Gün gelir sende başını alır gidersin
Bense yorgun gözlerimle şafak olmasını bekliyorum
Solmuş güllerin arkasındaki gölgeler
Birde sırtımdan vuran şu hatıralar
Ne acımasız bir sondur
Yüklü sevdaların sonundaki yalnızlıklar
Bir bardak suya düştüğünde Ay ve yıldızlar
Akrep ve yelkovanin ardında çalarken Melankolik şarkılar
Akasya ağacının dalından kar tanesi gibi düşerken yapraklar
Unutturur demiştin sensiz geçen yıllar
Kalbin derinlerine gömülmüş hatıraları
Gözlerinde, bir bakış olsam bu gece,
Adını tasvir etsem bilmeyenlere, hece hece
Bir mahkum olsam, gözbebeklerine prangalı
Kazısam adını sahillere, denizler gibi dalgalı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!