Sen, daha önceki sevdalar gibi değilsin
Seninde gözlerin kara
Kaşların simsiyah, ok misali
Ama, sende yüzü güldüren başka bir hava var,
Bir şarkı, söyler gibi bakışların
Hiç yazılmamış, bir beste gibisin
Senin olmadığın her yer gurbetim
Varamıyorsa ellerim uzak gölgelere
Batıyor elime dikenleri güllerin
Güllerde sensiz kaldı, gönüllerde
İsyan fırtınasıyla kararmış
Hatırlıyor musun?
Daha dün gibi
Yollarda yalın ayak yürüyüşün
Taze umutlar ekerek hayata süzülüşün
Duyabiliyor musun?
Koparırken daldan gülü
Bir türkü hep hüzünlü
Yaşamak nefes almak değilmiş
Ağlamakmış gülmeden önce
Arama aradıklarını
Düşünürüm bazen
Çekilip odamın bir köşesine
Bakarım, penceremden içeri yansıyan
Işık hüzmelerine
Beynim ile dilim arasında
Zuhul eden derin girdapları
Bir garip hüzünlerdeyim
Ara bul beni, Sevdiğim
Gülümsemiyor artık, yüzüm
Sesimi duy, Sevdiğim
Dilimde, bir acı intizar
Seni aradım boş sokaklarda
Ardında bıraktığın izlerde
Kar tanelerinin kapladığı loş sokaklarda
Gözlerini aradım yine dün akşam
Çocuk bakışlarında kayboldu tüm ümitlerim
Hep içimde garip bir bekleyiş
Tanıyamıyorum artık kendimi
Bu beden bu yüz benim mi
Her ayak uydurmaya çalıştığımda
Meçhul bir adamla karşılaşıyorum
Kalbim duracakmışcasına çarpıyor
Nefesim apansız beni terk ediyor
Okunuyor Camilerden günün ilk ezanı
Yorgun uykusuna uzanmış Mehmed’im
Terk ederken damarlarındaki son birkaç damla kan
Bir ana çığlığı çınlatıyor vatanı
Kürekler, çığlık atarcasına toprağı savuruyor
Ne zaman adını ansam
Yüreğime saplanır acı duygulardan bir bıçak
Ne zaman gözlerimi kapatsam
Gözlerin gözümün önünde hep çakmak çakmak
Zaman zaman içimi dağlasa da her hatıran
Hiç kaybolmuyor içimde bu seninle dolu sevdan




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!