Ölüme dakikalar kala hissediyorum her şeyi.
Mesela boynuma geçirdiğim ipi.
Bunu yazarken elimdeki kalemi.
Yazdığım o defteri.
Ölmeme sadece 2 dakika!
Ne bir vasiyetim var!
Söylesenize kim koydu bu kuralları
Gece uyumak farz mı?
Sabahın acizliğinden kaçıp!
Gecenin karanlığına saklanmak günah mı?
Ne bu tantana ne bu bağırtı?
İntihar edenlerin intikamı
Ne yazmak geliyor içimden,
Ne yaşamak umarsızca,
Kalem tutamaz oldu ellerim,
Ve aklım perişan!
Derbeder oldu hayatım,
Ve senin muhtaçlığında bir gün!
Özlemek zor şey...
Hele bir de insan seni özlüyorsa çok zor...
Gecenin karanlığı bile özledi seni...
Bu gece ay bile sordu bana" Özge’n nerde?" diye.
Çekirgeler, senfoni oluşturdu özleminden..
Karanlığa kalmış kuşlar, penceremde durdu.
Parkta Yapayalnızım Radnaya
O hiç ellerini tutamadığım parkta
Gözlerine bakamadığım parkta
Boş salıncağı itiyorum
İleri geri ileri geri
O salıncakta sen varsın
Peki ya şimdi Radnaya?
Kalbim hala seni sayıklar iken,
Saatler hala sende durur iken,
Gözlerim hala senin için akar iken,
Sen nasıl becerdin gitmeyi?
Severken, nefretli söylemleri;
Sessizliğine gömdüm düşlerini
Yokluğunda bir resimle yetindim
Merak etme hala gözyaşlarım düşüyor
Yalnızlığı hissettim iliklerime kadar
Uyuşturucu değildin, gölgeni özledim
Kıskandım evreni bir kere daha
Sıcak bir yaz gününde
Üşüyen bir ruha sahibim,
Yolunu kaybetmiş,
Kara kışın ortasında yapayalnız!
İki üç kurt sesiyle ürken,
Ama sessizlik de istemeyen!
Bugün rüyamda sarıldım sana
Kafanı omzuma koydun
Ürkek bir sesle ağladın bu gece
Ellerimi yavaşça koydum o incecik beline
Neden ağlıyordun canımın içi
Yine mi mutsuz uyudun bu gece
Rüzgar esti bu şehirde,
Yapraklar uçuştu ordan oraya,
Soğuk vurdu yüzüme bir tokat gibi,
Boynunu eğdi ağaçlar ben yanlarından geçerken!
Dallarındaki son yapraklar intihar etti!
Lanetlenmiş gibiydi kapkara bulutlar!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!