Gece yarılarında silüetin geliyor ya gözüme
Dik dik bakıyorsun ya karşımda seviyormuş gibi
Nasıl inanıyorum her seferinde, nasıl içim gidiyor
Lanet yağan şu gecede nasıl bir umutsuz oluyorum
Bir seni görmemle tepetaklak oluyor her şey
Duygularım, zihnim, algılarım oyunlar oynuyor benimle
Nasılsın diye sorma bana,
İyi dediğim her an için yalancıyım !
Darmadağınım, derbederim!
Rüzgarın ağaç dallarından düşürüdüğü yaprak gibi,
Oradan oraya sürükleniyorum!
Dehşete düşmüşüm!
Ne ben Nazım’ım...
Ne sen Piraye!
Ne ben şairim...
Ne de sen bir şiir!
Bir yanılsama...
Zaman...
Nefes almak hiç zor olmamıştı bu kadar,
Hava açık, tertemiz
Ama zihnim...
Yorgunum nefes alamayacak kadar
Kabul etmiyor artık vücudum nefesi
Öl ulan öl diyor bana içten içe
Nefes almak zor geliyor bazen
Çünkü bedenimin ve ruhumun
Hiçbir zaman ortak kılmadığı
O engin boşlukta
Yoğun sisleri var
Çoğu zaman karanlığın en koyu tonu
Sade bir sevdanın tüm oyunlarını tattım
Nefesimin en hafif hâliyle sevdim
Ellerimin incitmesinden korktum
Nefesimle öptüm yanaklarından
İnan tüm korkum dudaklarımın yakmasından
Bu gece nefret benim silahım,
Sana olan nefretimin büyüklüğü,
Bugün beni senden kurtaracak olan.
Görsen var ya nasıl bir nefret doluyum,
O ellerimle kavradığım ince beline,
O öpmek için boynuna eğildiğimde,
Bekliyorum yolun ortasında
Bilmem nereye gider burası
Üzerninde silinik çizgiler
Kaybolmaya yüz tutmuş gibiler
Ben varım sadece oracıkta
Biraz da hayatım gibi
Ne zor güzel sözler yazmak ay ışığım sana
Sözlükler virane olmuş önümde saçılmış
Kalemler boyun eğmiş, kağıtlarım bembeyaz
Yüreğim sevgiyle açılmış bu sefer sana
Sen bir mektubunda iyi geceler yazınca
Söylesene nasıl da geçer böyle geceler
...
Ki ölsemek zuhur ediyor dağınık zihnime
Mavilere sarılmış umutların üstünden
Anlaması zor hissetmesi kolay rüzgarlar geçti
Bense bir ağaç dalında düşmeyi bekleyen yaprak gibi
Ölümün geleceği günü bekledim, hem de arsızca
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!