Ey kadranı bozuk zaman,
Zembereksiz dönen yelkovan sırtında uçurduğun anılarımı geri getir.
…
Gözyaşlarımla sularım toprağını o zaman.
…
Su göle akarken,
Önce yutacak şehir
Derme çatma sokaklarında salyaların eser bırakacak.
Dibine kadar değil
Dibin dibini görecek kadar sıkılacak boğazın.
Ayyuka çıkmış günahların bedelini bir bir ödedikten sonra,
Şehrin ışıklarını güneşin aldığı aydınlıklarda yürümekten korkmadığında,
Anlamsız koşmaktan yorgun bu nefes
Adımsız hayallerden de üzgün
Dibinde okşarken güneş sandığın ateş
Sargın yükünde saklı
Dağın
Gittikçe yozlaşan bir dünyanın ufacık köşesinde gururu oynuyoruz.
Ufak bir köşe dediysek
Tam ortada
Ufak ama, etkisi
kuvvetli tüfek harbisi yani.
Buzdan heykellerim,
Yıllardır saklı odamda.
Kardan adamlarım,
Camımda buğular, vardı.
Gördüğüm sadece kardı..
Çoğu zaman ıssız bir dehlizde
Bazen de inzivaya çekilip sorgulamak
Kimi zaman öylesine ağlamak…
Şiirlerim bundandır..
Gözyaşlarımı yoldaş seçtim kendime.
Haykırışlarımı sakladım
Gecenin karanlığına.
Uzaklarda bir yere fırlattım
Bana lazım olan ne varsa.
Çıkmaz sokakların dibinde.
Biliyorum,
Oram oranı istiyor
Oranı...
Sen ister eşitlik iste
ister ormanı;
Ben;
Oranı…
Umudun tükendiği yerde
Bir kadeh bekler sizi;
İçilmeye, unutmaya hazırdır hep.
Ne olursa olsun yaşınız,
Tükendiyse umutlarınız,
Güze başlayan baharlardan dökülüyor
Tenime yağmurlar,
Ben biterken çiçek açıyor dağlar;
Sevinmeli miyim tükendiği için sözüm
Küsmeli miyim yoksa
Söndüğü için közüm;



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!