günün her vakti
sevdana dönüyorum
sen hariç
tüm duaları unuttum
seni zikrediyor
seni okuyorum
ünlü bir isimle bardan çıktı
açık saçık, uçuk kaçıktı
inanmadım elbette
parmağı tektaşlı
dekoltesi göbeğine
dil çıkardı
parmak gösterdi
sinkaf işareti yaptı
yumruğunun ovalında yaprak patlattı
...
ne yaptıysa
ah be yalnızlığım
ne kadar da benziyoruz birbirimize
yalnızlıklar kadar yalnızız
gölgemiz bile
asırlarca uzak bize
geldi, baktı, gördü...
ve durdu
başı dik
alnı açıktı
arkasında bir kendisi
bir de gölgesi vardı
eskiden
candık
canandık
'yâr' diyorduk birbirimize
şimdi öyle uzağız ki
'siz' düştü dilimize
Sokrates
düşüncesinin kendisini ölüme götüreceğini bildiği halde
“birşeyleri değiştirmek isteyen insan
önce kendisinden başlamalıdır” dedi
af dilemeyi reddetti
ölüme boyun eğdi
her canlı misafirdir, günü dolar gider
yoksul doğarken, varsıl ölürken “eyvah” der
ardımıza dönüp şöyle bir baksak eğer
sürülen iz, varılan yer, hep o aynı yer
bazen güler, bazen ağlar, bazen kızarız
ışığa açılan kapının ardında bıraktığım kardeşlerimi
ölüme terketmeyle başladı
ihanetin sütünü emişim
...
baş aşağı sallandırılarak
kıçıma indirilen tokattan anladım
ne zaman yağmur yağsa
çocukluğumdaki tekerleme başlıyor
"yağmur yağıyor
seller akıyor
arap kızı camdan bakıyor"
nice sular aktı köprülerin altından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!