Yine andım adını, kulağın çınladı mı?
Ateş düşüp kalbine, alev alev yandı mı?
Veda busesi sunan, o pembe dudakların,
Ah çekerek derinden, adımı hiç andı mı?
Sana vefasız deyip, ah edemem ardından,
Yine gönlüm mahzunlaştı, çaresizlik içindeyim,
Depreşiyor acılarım, gözyaşlarım sicim sicim
Artık yorgun düştü beden, dayanmaya yok mecalim
Ben kadere ne yaptım ki, değişmiyor alın yazım
Çektiklerim yetmez gibi, dert üstüne dertler verdi,
Yokluğuna alışıp hep kendi mi kandırdım,
Kavuşamam diyordum ben çocukluk âşkıma
Tekrar senle görüşmek mümkün olmaz sanırdım
Yıllar sonra bir anda çıkıverdin karşıma.
Küllenen âşk ateşi yeniden alevlendi,
Yine sessizlik sardı düşlerimi bu gece
Senden uzak her anım bir özlemle kavrulur.
Hatıranla yaşarken, gözlerim yine sende,
Kalbimdeki bu sevda sana doğru savrulur.
Gözlerimde umutlar, sesin yankı bulurken,
Seni çok sevmemin, bana bedeli,
Ömür boyu, senden ayrı kalmakmış.
Gözlerimden akar, kanlı yaş seli,
Yokluğun cehennem, hasret yanmakmış
Kavuşmak imkânsız, görmek ne mümkün.
Yokluğunda bu yıllar nasıl geçti sorsana,
Köze döndü bu kâlbim hasretle yana yana
Olmuyor yâr olmuyor, senin yerin dolmuyor,
Âşk’la bağlandım sana, sen bunu anlasana
Bu bir kara sevdaymış, günden güne eritir,
Bir gün daha geçiyor, geçiyor yavaş yavaş,
Yoksun artık yanımda, buruk kaldı bu gönlüm
Mazim masamda bir dem, yalnızlıksa arkadaş,
Seni tekrar görmeye, bilmem yeter mi ömrüm?
Sana olan özlemi, anlatması imkânsız,
Yollar yakın edin gayri arayı
Yıkıldı kalmadı gönlüm sarayı
Dediler ki yâr’in sarar yarayı
Yollar geçit verin yâr’e gideyim
Hasret ateş olmuş, gönlüm yakıyor
Zaman, akıp giden, sanki bir nehir,
Hasret, hiç sönmeyen ateş gibidir.
Kâlp de kalan duygu, ölümcül zehir,
Ne yapsak değişmez, elden ne gelir?
Özlem duysak bile, biz o maziye,
ZAMAN BİZE İNAT EDİP AKIYOR
Zaman bize inat akıp gidiyor,
Hasret içimde büyüyen bir sızı.
Bir bahar gelir mi, yollar buluşur mu,
Yoksa ayrılık kaderimiz mi?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!