Ömür kayığına binmişiz,
Gidiyoruz pupa yelken,
Aynı umman içinde,
Bilinmezliğe doğru.
Uğrak limanlarda,
Kimimiz geç ineceğiz, kimimiz erken.
Zalimlere çanak tuttun,
Garipleriyse unuttun,
Döne döne hep avuttun,
Fani dünya, yalan dünya
Bizden önce kaç bin nesil,
Eserken başımda kavak yelleri,
Bu âşk’tan yaşadım türlü hâlleri,
O günden bugüne geleli beri,
Kaybettim kurduğum tüm hayâlleri,
Vefasız biriymiş bunu bilmedim,
Felekten bir gün çalalım,
Bir sen yoksun bu akşam gel
Masam hazır bekliyorum
Deme sakın yollar engel,
Masamızda mezemiz bol,
Geçip giden bu yıllar sanki bir törpü gibi,
Alıyorlar bizlerden yaşanacak günleri…
O günlerin izleri kalır bize teselli,
Elden bir şey gelmiyor, yazan yazmış kaderi…
Bekli romantik geçti belki de hüzün dolu,
Geçip giderken yıllar, neler neler aldılar,
Ömrümüzü tüketip gençliği de çaldılar.
Artık bize teselli kaldı güzel anılar,
O günleri anlatır bu kalan hatıralar.
Gözlerimin önünden geçip gider o anlar,
Geçip gitti bunca yıl, boş bir inat yüzünden,
Ayrılığa tek sebep, bir yalan el sözünden.
Hasret kaldık sevgiye, her gün geçti hüzünlen,
Ne olur gel sevgilim, yarın çok geç olacak.
Son pişmanlık faydasız, kâlbe hicran dolacak...
Hicran yarasına kabuk bağladı,
Gelip de yaramı tekrar kanatma.
Ardından gözlerim ne çok ağladı,
Gelip de yaramı tekrar kanatma.
Benim değil artık, elsin bileyim,
Mahpushane yanında taştan eski bir çeşme,
Zaten derdim çok büyük, derdimi sen de deşme…
Bu dünyada ölüm var, benden ayrı eyleşme,
------ Gel yanıma yanıma, sol yanımı boş koyma,
------ Eller bizi kıskanır, el sözüne sen uyma…
Nasıl da geçip gittiniz
Sanmıştım hiç bitmezsiniz
Tanıyana kadar sizi
Bir de baktım bitmişsiniz
Vefanıza sığınmıştım,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!