Durdum,
Durdum hayatın bir yerinde
Baktım,
Baktım yaşamın hayaline
Türküleri yakılmış bir ağıt gibiyim
Bir dünya düşürüyorum dizlerine
Nefretten, hasretten, nağmertten uzak
Sonra bir nefes serinliği üşüyorum
Gözlerin örümcek ağı, gözlerin masmavi tuzak.
Bir dünya demliyorum cezvelerine
Bu plastik, bu çirkef, bu kancık akşamlar
Geçer gülo geçer elbet
Felek çeyiz sandıklarında saklı ince işlemeli
o bembeyaz güzel anlarını
senin belik belik saçlarına da serer
Şiirler, şarkılar yalan yazmazlar artık
iş, eş, ve ev
üç tane
2 harfli kelime
hayat bu
tek' in içinde gizli
değil mi?
İçimdeki çocuk öldü gülüm
Sana yazdıklarımın hepsini yaktım bu gün
Ne anısı kalsın geçmişin bende
Ne de bu serzenişim,tüm yaşanmışlıklarımıza ait
Şimdi kalbura dönmüş bu yürekle
NEMLİ ŞEYLER
Hayata açıldığında gözlerim nemliymiş
Ebe –Bir oğlunuz oldu- demiş babama
Bu törpülenmişliklere
Ağdasız ve nasırlı sözlere
Hissiz, boğuk, bağnaz
Ve fikirsiz kafalara
Yalanlara, dolanlara…
Dolu olduğunu iddia eden tam takırlara
Bir sigara tütünü yakar gece içimi
Balkonun kapısı açılır karanlığa
Sonra düşerim hayalinin yoluna
Hayat bana vız gelir tırıs gider
Sensizlik beni ölümlere itekler
Orda ne yetişir abi
Hepi ithal midir sebzelerin?
Örneğin kıtır bir salatayı
Koparıp da yedin mi hiç bi seneden beri…
Yada gemlik zeytinini yağlayıp şöyle,
Bir TÜRK gibi
Çünkü ötelerde
Bu sevginin de ötesinde
Bir noktadır aşk...
Bir önceki cümlenin sonundaki
Üç nokta
Erhan bey şiirlerinizi büyük bir hayranlıkla okuyorum. Çok harika şiirler size ulaşmak istiyorum. 85/4 Serkan Yılmaz