Uyandiginda kendini sarap bardaginin icinde buldu
Debelendikce her yeri sarapla doldu
Yetisti kalbinin icinden bir testi doldurdu sarabi
Kesti nefesini
Dustu yere yuvarlandi,debelendi, hayvanca sesler cikartti
Bogazini paraladi duyan olmadi,bu ufak dunya ustune yikildi
Perapalasın önünde tarihin gerisindeyim
İstanbul’a yedi tepeden gözlerimle yükselmekteyim
Elim kırmızı sek şişede
Gözüm karşı kaldırımdaki sıcak meyhanede
Rüyalar kardeşim
Titrerken incecik bedenim
Daktilonun, parmaklarımla aşk yaşayan tuşları küskün
Elim okşamıyor onları,kalbim kırık
Sıcak bir buhran mevsimin hemen sonrasındayım
Duvarlarım şarap testisini kırmakta
Dilimde bozuk dostlukların diş gıcırdatan geviş getirişi
Saçlarımdan sarkan kilolar dolusu senfoni
Bir bayram gunuydu hatirladigim
Uslu cocuklardik biz trenden sarkamazdik
Kacak binemezdik otobuse ve trene
Kürdanıyım dünyanın
Dişlerini avucuna döktüğüm
Çalmışım her kapıyı
Sırtı bana dönük, dostlarıma sövdüğüm
Yerdeki tek bir çakıl taşıyım
Yanımdaki taşları döşemeden saymazsan
Adaçayı Kıvamında Yanlızlık
Kokusu Keskin Tesiri Etkin
Şirince Dağlarından Derli Toplu Tepelerde
Kekiklerin Kokusu Üstünde
Alaca Bir Gün Doğuşunda Çekilmiş Kökünden
Belki Bundan Benzeriz Birbirimize
istanbul agliyor
Kursuni yere dusmus minareleri dagliyor
Denize inmis gokyuzu
Tepe akar, akar, akar
Sonra bir an durur sanırsın
Kelimeleri içinde mektupların sırtına yaslanırsın
Akar al’ın,kan ile
Kumandan der git ölüme
Zaten ölüm duvağıyla gelirde
Donerce
Gelme ne olur
Yalama bedenimdeki suclulugu yok olurum
Atma havalara fisekleri
Kalbinde patlamali bu askin yansimalari
Gir uzun topuklarinla sulara sende
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!