Biz kara sabandan döklen tanelerden sonra , kalaylı taslardan sular içtik, ,
Öyle haller içinde beşer, ferağ edilmiş gibi,
Nice efsaneler içinde gönül kapısında duranın, tebessümünde sırrı esrarı dinledik..
Bir gün değil seni biz, bir ömür içinde, bu yollardan geçerek ulaşmanı bekledik..
Biz aşkın elinden, bir iksir ile zahit olup ta baki aleme
Senin de medet dediğin bilinmeyen sevgili kimdi bilirmisin ey can?
"Künfe yekünün" sahibi kelamın kudreti hikmetine
Hangi beşerin serinde, tebellur etti ki, aklı furkan ile gitti bir mekanda bir dal oldu can
Bir zavallı .tevvab'ın iz'anında yer eder ki, acep tövbekârmıyım ben diye çöllere su olan damla damla göz yaşı
Neye hasret olduğunu tefrik edemeden bir tacirin seyisine yularcı oldu gitti, bir ömre senet verdi de can
Sanki neye ihyası vardı ki böyle hazin bir hüsnüniyetin, de illaki bir yularcı olmakta tevvab'den biri olurmu sanır ki kişi,
Benim çektiimi kimseler bilmez iken dedileri naçare bu;
kaç harf ile anılır bir tekevvl ile bir kul biçare bu
Halbuki benim kimseye görünmeyen kendimce figanıma fayda ararken
Nadir bir ot dalına saklanmış mahlukta ki görüntüye öyle taat ettim ki
Sandım ki benim dünyada ehil olmaya çare bu.
Ben o dalda nefes alan bir kavmin mensubuyum, öylemi acaba dünya yüzünde
Derunide gönül acısı yok olmadıkça, kurumaz kirpikler göz yaşlarından ,
Avare canın hıçkırıkları sevdadan, hıçkıran, geceleri bir lokma ile hırkadan başka neye evladır? Onu gör,
Revamı bu hüsran bana canan, canda hissemi, söndür bu alevden,
Bir teselli olur elbette mehtap ile yürü ki, seher vakti suğlayı gör,
Ben gülmeyi sende gördüm, hicran yükünü kesbettim diyemeden,
Sana düşecek yolum hangi kıraç mahalin kenarından geçecek düşündüğüm yer bir çiçek bahçesi olsa da Senden talebim olursa, ricat etmesin talebim,
Gerçi maruziyetimden muhtacım bitmez benim,
Her sarı çiçeği gördüğümde aklıma gelir güneşi andırıyor diye,,
Elimde biraz teselliden sonra dökülür o yapraklar tane, tane, o zaman tozlara karışır ümidim benim,
Bir sarmaşık çiçek dalına sarılsa, çiçeklerin ihtiramı zanneder belki başka dallar amma,
Derdim söyle! Asbabına sarılan feryadının esbabı nedir?
Seni bu mekana buyur edince, akan bu gözyaşı sende neden dediler.
Benim inkarımdan değildi, nehyi münkirim
Ne dediysem yalan bu dünya münkir-i münafiler illaki lat menat'çı derlerse bunlara karşı göklerin taşı sende dediler.
Bir dünya gibi alemi süsleyen ziynetler, akla izana ziyan veren bir ihtişam,
Kimin yaptığı meçhul rölyeflerin üzerinde, fırtınaları çağıran ruhları mefluç eden o sedalar aksettii düşündüren bir mekan,
Kayzer'in sarayı viran olmadan muhteşem olsun istedi, ne çare firavunun zindanları sarmış gibi zulmet ile zilletin diyarı bir ihtişam
Adım söylensin istedi, yağmurla eridi her damlası vurdukça rahmetin, arzumuydu bu inkisar,
Sonunda kavuştuğu iki taşlı hisar haktan reva görülen bir ihtişam,
Sinede mahı gören, bir alev içinde gül sanarda, o gün bir ömür solmaz olur,
Derya yeri bir kap olsa, sineden düşen damlalar, ona akan olsa ve sonra sonra sura varmış gibi bir ıssız
Kainat hayale varmaz bir kap olsa ,sineye düşen bir damla göz yaşını almaz olur;.
Neden olur, nasıl olur? Şahsi amelinde çözülmüyorsa kimsenin,
O ummana mani olmasaydı yakamoz denilen ışıltılar çizilmezdi suyun üstüne,
Semaya el açmış geceleri fiyortlarda nefes gibi şafak rüyasını kandıran dalgalar
Nidaların olduğu alanda basılacak yer olmayınca, bu ıslak sergi,
Gözlerin ağlayışına bir hoşgörü içinde nerden bakarsan kıvrılarak sürünen bir şey dalgalar.
gönül denilen bir han ki virane, bu dünya denilen yer, o bir boş hane ,
Ne Kisradan eser kaldı yalan araya girince,
Ne evlad-ü ıyalden, atası Kisra'ya her darbede feryadın kalbinde kalacak olan idi küsare
Cihanı, dünya tarlasında , beşeri, toprağa yar eden bir Zişanı Resul ki
Her derde deva oldu, bunca tuğyana, ihtirasa kine karşı, küffarın şirki cahiliyeti, sere, sere ,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!