O gece sana uzakta öyle üşümüşüm ki.
Yanıma ilk gelen ele sarılmışım.
Yanılmışım ve kaybetmişim kendimi.
O gün kaybettiğimi ilan etti tüm kazananlar.
Bu sabah ise sensiz uyandım.
Bilmiyorsun seni ne çok seviyorum.
Bilmiyorsun neler yaşadığımı
Günden güne uzaklaştığını görüyorum.
Gördükçe de üzülüyor ve dağılıyorum.
Sabır taşı olsa çatlardı.
Hep bir bahane buluyorum.
Her defasında daha zor oluyor.
Ben bıkmadan usanmadan yeniden geliyorum.
Bir kaç dakika daha görebilmek ümidiyle.
Sende sevdiğim en güzel şey,
Benden habersiz ağlıyor gözlerin
Suskun yüreklerden çığlık sesleri yükseliyor
Islanmış yanakların benden habersiz
Var mı dünyada olur şey mi insan dertsiz.
Çiğ çiğ kar yollarında yol almak
Sevdam yol kenarlarında,
Yıkılmış ve dökülmüş bir duvar misali
Bakıyor çare, çare
Bir yanında İstanbul
Bir yanında ben varım.
Gelmeyeli yıllar oldu bu sokağa,
Aynı tanıdık sahlepçinin sesi,
Aynı tanıdık yoğurtçunun çan sesi,
Sesler geliyor kulaklarıma.
Görmeyeli yıllar oldu bu mahalleyi,
Kaybettim çocukluğumu,
Ellerimden uçup gitti kuş gibi
Hiç misket kaybetmedim oyunda.
Benim hiç misketim olmadı.
Hiç niyet çekmedim. Hiç şansım olmadı.
Kara çalı sürünmüş boynuna
Boş ver sürünsün.
Alnına kara yazı yazılmış,
Sana ne.
Başlamadan vazgeçilecek bir şey,
Ne de mücadele edilmeyecek kadar değersiz bir şey,
Beşiktaş’tan Üsküdar’a,
Üsküdar’dan Hisar’a,
Bir kıtadan diğer kıtaya,
İstanbul’da gezdin mi hiç?
Yaşlı bir vapura binip,
Denizin ve gökyüzünün,
Bir umut değil midir bizi yaşatan?
Belki çok küçük,
Belki de kocaman.
En yorgun günlerde bile koşan,
Biz değil miyiz?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!