nerdesin gülüm.nerdesin ey aklıma ambargo koyan.ey beni gizemiyle çırılçıplak soyan..ne sesin var nede sen..hanisin nerdesin.özlenmezmii beklenmezmi zannediyorsun..sen devam et kaçmaya..saklan her nereye gizlendiysen..devam et beni sorgula yargıla böyle iki büklüm bırak.
bencilliğin ve gururun almış aklını belliki.belliki egoların sansürlemiş yüreğinin sesini görüntüsünü..ve kendi aklınca ceza veriyorsun.bana diyerek asıl kendine..ben zaaten müeebbeti göze almışım gözlerinde tutuklanmışım.ve yargısız infazlarını görürken aşkımın bedeli hasretinin cayır cayır yanan bu yüreğin hiçmi hatırı yoktu.içine biriktirdiğin ne ise bu kadarmı çoktu..neredesin eyy yar diyemediğim.neredesin kii saldın beni bilinmezlik labirentine.habire kendimi arıyorum ve ben seni aradığımı zannediyorum her defasında.seni ararken kendimi kaybettiğimin neçe sonra vardım farkına..
bir şeyin daha farkına vardım...meğerse ne kadarda tutukmuşum sevdana..şimdi ben yarımım sen yarımsın..ikimizi alt alta topluyorum daha bir edemiyoruz içimde..ve zannedersem yavaş yavaş çentik çentik bitiyoruz akıl almaz biçimde...
sen eyyar elma dersem çık armut dersem çıkma; kiraz.... ((nGn))
gurur nedir bilirmisin sen..ben bilirim..yüktür,yaradır,hastalıktır illettir çünkü adı gur-ur!!
soruyorum sana ey Hüseyin!nedir dünyada herşeyin?adamlığın mı?,yaşanmışlığın mı?aldanmışlığın mı?peki ya sevgi?hasretlerini unutma,unutma özlemlerini..ya vefa Hüseyin?ya dostluk?yaşıyor mu hala?uğurladık mı yoksa?ya bu sarsıntı ?ya bu boşluk?!sevda gibi hüseyin!aşk gibi!sarhoşluk...sarhoşluk...
artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak buna emin ol
hiçbirşey yerli yerinde olmayacak
bakarken eskisi gibi bakmayacaksın hiçbirşeye
emin ol
değişti çünkü bu ırmağın yatağı bikere.
şimdi yokluğunu derin havanlarda içine canımı doğrayıp doğrayıp dövüyorum..nneden neden diyorum,ve halime feleğe ,şartlara olur olmaz sövüyorum..şimdi yokluğunu yar bildim senden taa uzaklarda,elim böğrüme gözlerim yollarına çakılı kaldı gelemeyeceğini bile bile...ve öyle bir hasret duyuyorum ki sana inan getiremezler gelmez dile,ama sevgilim varlığını bilmek bile ne kadar güçlü kılıyor hayat damarlarımın duvarlarını...şimdi yokluğunun dengesiz ahmakça bir labirentindeyim,yolum yolsuz aklım depremden kalma bir enkaza yarenlik ediyor döşümde aha şuramda...şimdi yokluğunun en akıl almaz boşluğunu çekiyorum göğüs kafesimden ciğerlerime ve bronşlarım dolarken ağır ağı,r yokluğunla nefessiz kalan gövdemi boynu kesilen keklik gibi taştan taşa çarpıyorum..ey yarr genede ürkmüyorum biliyormusun genede geri durmuyorum seni özlemekten,ve asla geri durmayacağım seni akıl almaz bir biçimde sevmekten,geri durmayacağım kan kokusu almış köpek misali yoluna düşmekten..ve sende ne olur vazgeçme yokluğumda beni
özlemekten,çünkü özlüyorsan seviyorsundur...
birazdan maskesini takacak adam
birazdan karışacak kalabalığa
birazdan başkası olacak adam
küfürler yağdırarak karanlığa
başka başka başkaları olacak adam...
taa en baştan beri oyun zannediyoruz yaşamayı,öylece oynarken birde bakıyoruzki hayat yontmuş küçültmüş ,parça pinçik etmiş..ve ilginç olansa oyun dediğimiz o yaşam artık babasının ayakabısını giymiş iki yaşındaki çocuk ayağı gibi gelir bize..geniş,bol,ve koccaman...
gidişin öyle tenhalaştırdıki içimin düzlüklerini,sanki savaşın en deminde birden ıssızlaştı sakarya meydanı..ve bana kaldı yokluğunla muharebe bu koca meydanda.
masumca bir dokunuşla başlayan aşklar şehvete kurban gittiğinden beri,hiçbir ölümlüye süremiyorum bu elleri..
ey sevgili neden korkarsın ki aşık olmaktan
korkulurmu hiç sevgi diyarlarında dolaşmaktan
aşkın narına yanmak gerek hemde delice tutuşmak
korkulurmu hiç kevserde aşk şarabın tatmaktan
ey sevgili neden korkarsın ki aşık olmaktan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!